20li yaşlarında güzel ve donanımlı bir kız olan Veronika, kendini sürekli tekrarlayan hayatının sıkıcılığından bunalıp intihar etmeye karar veriyor. İntihar girişimizden kurtulan Veronika daha sonra bir akıl hastanesine yatırılıyor.
Akıl hastanesindeki herkes deli değil aslında herkes “farklı”. Herkesten farklı düşünmek, herkesten farklı görmek delilik olarak görünmüyor. Bu onlar için yanlış bir ifade.
Veronika orada bir süre vakit geçirdikten sonra psikiyatrisin de deneyiyle kendinde yaşama isteği buluyor. Son kez yapamadıklarını, hayatında sıradan görünün her şeyin aslında ne kadar önemli olduğunu keşfediyor.
Gayet akıcı ve anlaşılır bir dilde ilerliyor romanımız. Bu tarz roman severler için okunması gereken bir kitap.