Tüm ömrünü bir şeyler bekleyerek geçirmişti zaten;
Reklam
Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronika, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi, ama işin gerçeği başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı. O tür insanlardan nefret ederdi,
Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamında anlamın hepten yok olduğunu.
İntiharı bu yüzden seçmişti ya işte en sonunda özgürlük. Sonsuza varan unutuş.
Reklam
Her şey yanlıştı ve kendisi herhangi bir şeyi düzeltebilecek durumda değildi. Bu tamamıyla aciz olduğu duygusunu büyütüyordu içinde.
Ama şaşırtıcı bir şey oldu, yazının ilk satırı onun doğal edilginliğini sarstı (uyuşturucular daha midesinde erimemişlerdi bile, ama Veronika doğuştan edilgindi) ve ömründe ilk kez şu günlerde tanıdıkları arasında pek moda olan bir sözün doğru olup olmadığını düşündü: "Bu dünyada hiçbir şey rastlantı sonucu meydana gelmez.
“ Aslında buralara akıl hastanesi değil, sığınak de­nirmiş eskiden; bu adın kökenleri ise ortaçağlara dayanıyor,” diyordu genç kadın. “Herkesin gerektiğin­ de kiliseye ya da bir başka kutsal yere sığınma hakkı varmış o zamanlar. Şimdi de, sığınma hakkı her uygar insanın anlayabileceği bir kavram. Bu durumda ba­bam, insanların sığındığı bir yerin başındaki insan, bi­rine nasıl böyle davranabildi?”
"Bunun için simya var," dedi delikanlı. "Her insanın kendi hazinesini arayıp bulması ve daha sonra, daha önceki hayatında olduğundan daha yetkin olmayı istemesi için, Kurşun, dünyanın artık kurşuna gereksinimi kalmayıncaya kadar görevini yerine getirecek; o zaman altına dönüşmesi gerekecek.
Reklam
“Ama ne olursa olsun, hayatta her şeyin bir bedeli olduğunu öğrenmek senin için iyi bir şey.”
Zümrüt aramak için her şeyini terk etmişti bu adam. Beş yıl boyunca bir ırmağın kıyısında çalışmış, dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz taş kırmıştı, bir zümrüt parçası ararken. İşte o anda vazgeçmeyi düşünmüş, oysa zümrüdünü bulması için bir taş, bir tek taş kalmıştı.
“İnsanın düşlediği şeyi gerçekleştirmesi için her zaman olanak bulunduğunu bir türlü anlamadı.”
“Ve bir şey istediğin zaman, bütün Evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar.”
“Hepimiz, gençken, Kişisel Menkıbemizin ne olduğunu biliriz.” “Hayatın bu döneminde, her şey açık seçiktir, her şey mümkündür ve hayal kurmaktan, hayatında gerçekleştirmek istediği şeylerin olmasını istemekten korkmaz. Ama zaman geçtikçe, gizemli bir güç, Kişisel Menkıbe’nin gerçekleştirilmesinin olanaksız olduğunu kanıtlamaya başlar.” […] “Olumsuz gibi görünen güçlerdir bunlar, ama aslında Kişisel Menkıbeni nasıl gerçekleştireceğini öğretirler. Zihnini ve iradeni bunlar hazırlar, çünkü dünyada bir büyük gerçek vardır: Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evren’in Ruhu’nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir.”
1.500 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.
Resim