Yeni güne yeni bir inceleme ile paşlamak istedim... Kitabımız Sâdí-ì Şìrazî'nın Gülistan eseri, sitede gördüm kitabı baktım, araştırdım, okuyayım dedim kapattım. Keşfete geçtim o ara bir de ne göreyim adaşım https://1000kitap.com/mervience bazı kitaplarını paylaşmak istiyormuş seçtim ve söyledim, sağolsun kırmadı gönderdi :) yani kitap beni oku diye adeta kitaplığıma geldi. İyi ki okudum dediğim kitapların arasına yerleşti.
Kitaba gelecek olursak ;
*Kitabımız düyazı ve şiir harmanlanarak, başlıkların bile özlü söz, nasiyat gibi olduğu çok güzel bir kitap, kitapta kendimize dair doğruluk, dürüstlük, iyilik, aşk... O kadar çok konu işlenmiş ki herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği, öğreneceği çok güzel bir kitap. Baştan sona sıkılmadan okunacak bütün sayfaları dolu dolu bir kitap.
Kitabı okumanız dileğiyle, sağlıkla kalın...
Nasıl da ince bir ruh. Sahiden yürekten inanıyor dünyayı kurtaracak şeyin güzellik ve sevgi olduğuna. Nasıl da umut veriyor insana. Ama biliyorum ki her sözünün ulaşması gereken bir zamanı olduğunu. Her bir cümleyi paylaşmak istiyorum fakat alıntılarla sizi boğup güzelliklerini kaybetsinler de istemiyorum. İyisi mi alıp baş ucunuza koyun mutlaka bu kitabı zira şimdi değilse bile yarın söyleyeceği bir şey vardır size. Umutsuzluğa düştüğünüz anda açın rastgele bir sayfasını. Muhakkak ki size sesleniyordur bir şekilde. Hatta yerden topladığınız bir kuş tüyü, bir çiçek, bir yaprak bırakın rastgele bir sayfaya ve ihtiyacınız olduğunda açın ve bakın bakalım yol sizi nereye götürecek. Ama mutlaka doğadan bir parça olsun yolunuzu çizecek olan, Dostoyevski'ye böylesi yakışır ancak.
Arkadaşlar merhaba.
Bölümümüzün bize vermiş olduğu sorumlulukla kütüphanesi olmayan okullara ulaşmaya,kütüphane oluşturmaya çalışıyoruz.
Bu sefer sıradaki okul;Altındağ Anadolu İmam hatip Lisesi.
Sizden de ricam, Okumadığınız,okuyup fakat başkalarının da okuması için vermek istediğiniz, paylaşmak istediğiniz kitaplar olursa eğer,ulaşabilirsiniz.
Çünkü kütüphanesiz her okul demek ufka açılamayan birer yuva demek.
Öncelikle kitabın arka kapağında olan yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
'Mehmet Rauf'a göre romanda asıl olan yazarın hayalleri ve işlenen olay değil, yapıtı yazınsal bir dili olup olmamasıdır. Romancının olay anlatımından çok, o olayı yaşayan kişilerin ruhsal durumlarını irdelemesi gerektiğini ileri sürer. ' (Akvaryum Yayınevi)
Kitapta yasak aşk yaşayan kişilerin duygularını tadıp onlar için içinizde bir üzüntü oluşuyor. Bu kişilerin yasak aşkları bakışlarla başlıyor. Sevdiğini, sevildiğini bakışlar anlatıyor. Öyle bir an geliyor ki ikisi de birbirinden umudunu yitirmiş bir şekilde "beni sevmiyor" düşüncesine kapılıyor. Fakat durum onların düşündüğü gibi değildi. İkisi de birbirini çok seviyordu. Ama onların bir araya gelmeleri için sevgileri yetmiyordu. İşte bu yüzden bu aşk benim için yasak aşk. Ve sevenlerden birinin şu sözü beni etkilemekle kalmayıp, sanki o kişiymişim gibi o anı bana yaşattı. "Hiç olmazsa beraber ölmekte mi yoktu? "
Seni son saatimi paylaşmak için çağırmak istemiyorum, sen adımı ve yüzümü bilmeden çıkıp gidiyorum.. Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölemezdim..