Mevsimler neler anlatır insanlara? Dünyanın ne menem bir şey olduğunu anlatır. Başlangıcı ve sonu fısıldar. İyiliği ve güzelliği mırıldanır. Hayatı ve ölümü ifşa eder. İşlerinin, aşklarının, alacak-vereceklerinin, ihtiraslarının peşinde kendini kaybedip koşanlara seslenir. Eeey!... Âdemoğlu!... Dur biraz. Biraz nefes al. Etrafına bak. N'oluyor. Nedir derdin diye sorar.
Sayfa 50 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Pazar karakteri, sevgi ve nefret duygularından da yoksundur. Entelektüel tabana dayalı bir karakter yapısının içinde böyle "eski moda" duyguların yeri olmadığı düşünülmüş, bu yüzden bunlar yeni karakterin parantezi dışında kalmışlardır. Olumlu ya da olumsuz her türlü duygu, pazar karakterinin nitelikleriyle çatışır. "Mega-Makine"nin mantıklı çalışması ve değişim olayı ile satışların başarılması için, iyi işlemek ve görevini yerine getirmek önemlidir. Bu arada soru sormak ya da kendini bazı duygulara kaptırmak, işleyişi bozacağından, bunlara o büyük işleyiş içinde yer yoktur.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
Pazar karakterinin en üst hedefi, kişilik pazarında her koşulda başarılı ve aranılır olmayı sağlayacak olan, "kayıtsız Şartsız bir uyumu" sağlamaktır. Bu tipleme içindeki bir insanda tutunacağı, değişmeyen ve kendinin sayabileceği bir ego, bir benlik bile yoktur. Çünkü pazarda her an, yeni bir benliğe bürünme zorunluluğu doğabilir. Ana ilke: "Ben, bana sahip olmak istediğin gibiyim” sözüdür. Böyle bir karakter yapısına sahip olan insanların, her an sürekli bir hareket içinde olup, her şeyi büyük bir acelecilikle halletmekten başka bir amaçları yoktur. Onlara neden her şeyi böyle çabuk bitirmek istedikleri sorulacak olursa, gerçek bir cevap yerine: "Daha çok kişiye işyeri sağlamak" veya "firmanın üretimini artırmak" gibi aklileştirilmiş bazı klişe cevaplar alınacaktır. İnsanın neden yaşadığı ve neden şu veya bu yöne yöneldiği gibi filozofik ve dinsel sorulara karşı ise, bu kişilerin (en azından dıştan görünüşleriyle) ilgisiz kaldıklarını görmek mümkündür. Bu tiplerin büyük ve sürekli değişen bir egoları vardır, ama hiçbirinin bir benlik ve bütünlük duygusu ile kendilerine özgü bir kişilikleri yoktur. Bunun nedeni, bireylerin benliksiz birer araç gibi düşünülmesi ve kişiliklerinin bürokratik ya da ekonomik büyük güçlere bağlı olmasıdır. Gerçek bir benlik duygusu olmayan yerde, insan ne kişiliğine kavuşabilir ne de kendi bütünlüğünün ve değerinin farkına varabilir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Allah Rasûlü (s.a.v.) cuma gününe özel bir ilgi gösterirdi. Cumanın ümmeti için bir rahmet vesilesi, kendisinin de hidayet rehberi olduğunu belirtirdi. Muhammed ümmetinin de diğer ümmetlerden faziletli kılındığını söylerdi. "Bizden öncekileri Allah cumadan mahrum etmişti. Bu sebeple Yahudilerin günü cumartesi, Hıristiyanların da pazar olmuştur. Sonra Allah Teâlâ, bizi dünyaya getirdi ve bize cuma gününü bir hidayet vesilesi olarak bahşetti. Bu suretle cuma, cumartesi ve pazar günleri ardı sıra gelir ama Cuma günü ilk olandır ve sonrakiler bize tabi olurlar. Kıyamet gününde de onlar bize tâbi olacaklardır. Biz dünya ehlinin en sona kalanlarıyız. Fakat kıyamet gününde en başta bulunanlar biz olacağız ve bütün kullardan önce kendileri hakkında hüküm verilenler olacağız."
Sayfa 139
"Pazar ekonomisi karakter biçimi" ya da kısaca "pazar karakteri" (marketing character) deyimini kullanmamın nedeni, çağdaş toplumlarda bireylerin kendilerini birer mal gibi görmeye ve kendi değerlerini “kullanım değeri” olarak değil de, diğer mallarla "değişim değeri” olarak algılamaya başlamalarındandır. Yani insan, "kişilik pazarı”nın malı olmuş gibidir. "Kişilik pazarı”nın, değerleme ilkeleri açısından mal ve eşya satılan piyasalardan hiçbir farkı yoktur. Tek değişiklik, ilkinde kişiliklerin, ikincisinde de malların satılıyor olmasındadır. Her iki piyasada da, "kullanım değeri” için gereken, ama tek başına yeterli olmayan “değişim değeri" ölçüsü kullanılır.
Sayfa 185Kitabı okudu
şimdi kılıksızım, fakat borçlarımı ödedikten sonra ihtimal bir kat da yeni esvabım olacak ve ihtimal sen yine beni sevmiyeceksin. bununla beraber pazar akşamları sizin mahalleden geçerken, süslenmiş olarak, zannediyor musun ki ben de sana şimdiki kadar kıymet vereceğim?
Sayfa 190 - pazar akşamları, 1937Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.