Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ankara'nın bütün ticareti Ermeni, Rum ve Musevilerin elindeydi. Müslüman Türkler, ülkenin sahibi olmakla birlikte, çoğunlukla bu üç zümrenin emrinde çalışan, basit hayat süren kimselerdi. En güzel binalar, en güzel mağazalar, en güzel yazlıklar gayrimüslimlerindi. Bunlar pazar günleri tertemiz giyinir, gezer,. iyi yer içer ve eğlenirlerdi. İlkbahar ve sonbaharda pazar günleri Ankara'nın büyük caddeleri, güzel elbiseler giyerek piyasa yapan Hıristiyan ve Musevi ailelerle dolup taşardı.
Sayfa 30 - Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı: İstanbul, Temmuz 2018Kitabı okuyor
" . . bunca yıl sönmemiş umudum nisan değilse mayıs perşembe değilse pazar"
Reklam
İnsanlar niçin yalan söylerler ve iftira ederler? Benim naçiz kanaatıma göre, iftira sade çirkin değil, aynı zamanda gülünç ve acız bir şeydir de. İnsan tabiatı iktizasınca birbirlerini kötülemek isteyenler sadece düşmanlarının hayatlarına baksınlar, yeter. Çünkü her insanın hayatında hiçbir muhayyilenin icat edemeyeceği kadar aksaklık vardır, ve bu aksaklıklar o insanla beraber yetişmiş, büyümüş şahsî, nevi kendine mahsus şeylerdir. Kul kusursuz olmaz, sözü sırf bu gerçek için söylenmiş bir sözdür. Bu hikmetin gösterdiği yoldan gidip karşımızdakini tanımağa çalışacağımız yerde iftiraya kalkmak, âdeta pazar malıyla giyinmeğe benzer.
Aşkın tek işlevi, bizi bir haftalığına -ve sonsuza dek- yaralayan ölçüsüz ve acımasız Pazar öğleden sonralarına dayanmamıza yardım etmesidir.
Sayfa 31
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Kendi kendime, neyse, bu pazar da geçti, annem gömüldü, işe yeniden başlayacağım, sonuçta değişmiş hiçbir şey yok, diye düşündüm.
Reklam
Nuhun Gemisi
Minaresiz şehir olur mu?Vanda bir tek minare bile göremezsiniz.Camiler bile toprak dam.Sabahları sığır böğürtüleriyle uyanırsınız.Bir bölük sığırın arkasında çoban, Vanın en büyük caddesinden geçer. Van’da her sabah evin önünü bir kadının düşürdüğünü göreceksiniz.Bu neden le caddeler tertemiz.Vanda da evler toprak yerler toprak.Damların üzerin de koyun,keçi yavruların oynaştığını gördüm.Van göle yedi buçuk kilomet de uzaklıkta..Bir de Van’da çökmüş bir deve gibi duran Van Kalesi var.Van Kalesi,Kraliçe Semiramisin kalesidir. Bir efsanesi vardı Van’da tek hareketli yer pazar yeri. İnsan sayısında az.Vanda bir de Van Kedisi var ama bu kedileri kıymet vermiyorlar nesli tükenmek üzere.Ama yinede her evde bir kedi var.Bu kedilerin gözlerinin biri mavi diğeri sarıdır.Vanlılar bu kedileri paraylada satmıyorlar.Her evde birer inek ve koyunlar var.Şehrin yarısından çoğunu ekip biçiyor.Bir de Vanda Van Üniversitesi var.
Sayfa 29 - YkyKitabı okuyor
Dövüş kulübü hakkında konuşamazsınız; çünkü cumartesi gece yarısından sonra ikiden pazar sabah yediye kadarki beş saat dışında, dövüş kulübü diye bir şey yoktur.
Sayfa 55 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
— Pazar günleri, bayram günleri kalabalık mahallelere dalar, sokakları dolduran halka karışır, ayak şarkıcılarının etrafında ya da işportaların önündeki erkek, kadın, çoluk, çocuk kümelerine katılırım; kirli etekliklere, yağlı gömleklere sürtünür, sıcak ve keskin ter, nefes ve saç kokularını koklarım. Bu yaşam kaynaşması içinde kendimi ölümden biraz daha uzak hissederim.
Sayfa 112 - DorlionKitabı okudu
Yeniden boş pazar yerine baktı, önceden hissettiği umutsuzluğu artık hissetmedi. Artık yabancı bir dünya değildi burası: Yeni bir dünyaydı.
Sayfa 54
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.