Çok sevdiğiniz bir işiniz, hayatınıza almak istediğiniz kadın,hiç aileye sahip olmamış sevdiğin kadının ailesini kendine aile bilmişsin.Başarılısın lakin başarılı olduğunu içten içe kıskanan insanlar ile çevrilisin.
Ailesinden ve sokaklardan koparılan her türlü işkenceye maruz bırakılan dünyanın dört bir tarafına ölüm makinaları yetiştiren bir çiftlik...
İki kadın biri savaşın biri zulmün gölgesinde aynı gökyüzü aynı gece ve aynı saatte doğan bir kız bir erkek bebek ve kaderin oyun oynadığı üç hayat..
Bosna savaşın da ortaya çıkan efsane #hades ...
Çiftlikte yetişen gelmiş geçmiş en iyi katil #Azrail ...
Fotoğraf çekmeyi,gezmeyi kendine hobi edinmiş Hadesin yetiştirdiği yetenekli bir katil #hayalet ....
Kaderin ağlarını ördüğü yavaş yavaş yolların dönülmez şekil de kesiştiği zaman dilimleri...
CIA ,İç işleri bakanlığı, İran gizli örgütü yapılan pazarlıklar Türkiye de başlayıp dünyanın dört bir ucuna uzanan,cinayetlerin,Sırların kol gezdiği doyurucu,heyecanlı,soluksuz ve uykusuz okuyacağınız muhteşem bir hikaye..
Yaşadığı sürece huzura asla kavuşamayacağını bilse de adeta kendisini cezalandırır gibi kıyısında dolaştığı ölümü de kabul etmemişti."
"Adeta cehennemin en karanlık dehlizlerjnden fırlayıp çıkmış gibi bakıyordu safir gözler."
"Adeta yaratacağı felaketi işaret ederek,gökyüzünü ikiye bölen bir şimşek gibi çakan bu sesle,minik bedeb irkilerek ağlamaya başladı."
"Benim sultanım sen olduğuna göre sen ne istersen öyle olacak,gözümün nuru."
Bu kitap psikodrama oturumlarında kullanılan büyü dükkanı tekniğinden esinlenerek yazılmıştır. Bu teknikte grubun yöneticisi dükkan sahibi, gönüllü bir üye ise müşteri olarak rol alır. Buradan müşterinin en iyi şeyi alarak çıkması beklenir. Ancak arada geçen sıkı pazarlık ile olaylar çok farklı boyutlara gelir. İşte asıl kilit noktada buradadır. "Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?
Bu soru beni çok düşündürdü. İsteklerimiz bazen en zor hayat sınavlarımız olabilir mi?
Satıcı ve müşteri arasında geçen pazarlıklar günlük yaşamda insanların yaşadığı zorluklara atıfta bulunuyor esasen. Bir şeyi istemek ya da bir şeyden kurtulmak bazen bizleri daha büyük sınavlara sokulabiliyor. O yüzden durumu yaşamak ve yaşamımızın içinde ona dair öğrendiklerimizi içselleştirebilmek bizi daha özgür kılabilir. Çünkü gerçek şu ki , yaşadığımız çoğu sorunun sebebi fıtratımız için öğrenmemiz gereken sınavlardan kalmak ya da sınavlardan kaçmak.
Size de iyi geleceğini umduğum bir kitap, iyi okumalar şimdiden.
"Kitap İslam dünyasının şu an üzerinde bulunan ve dünyada hâlâ büyük bir yankı uyandıran "terörist" damgası üzerinde durmakla beraber, sorunların tarihsel kökenine inip nasıl oluştuğunu bizlere gösteriyor. Kısa olmasına rağmen oldukça etkileyici ve bilgilendirici bir yapıt. Çoğunlukla modern günümüz döneminin sorunlarına iniyor ve bu sorunlar üzerine gidiyor. Tarihsel olaylara az da olsa değinmekle birlikte bunların üzerinden de geçiyor. Ortadoğu'daki karmaşa, el-Kaide, Amerika ve Batı'nın İslam toplumlarındaki durumu, yine ABD ve Avrupa'nın müslüman topraklarında yapmış oldukları pazarlıklar, etkinlikler, eylemler, ülkelerdeki diktatörlere vaatleri, yerlerine gelen yeni tiranları belirleme vb. gibi birçok kirli yüzü açığa çıkarıyor. Okunmasını tavsiye ettiğim, nadide bir eser olmuş. Emeğine sağlık Lewis."
#atlasparadoksu
-OLIVIA BLAKE
“Şayet kıyameti arıyorsanız, bunu her yerde bulabilirsiniz..”
Altı büyücü ile başlayan ve hayatlarının fırsatıyla İskenderiye cemiyetine katılan bu kişiler arasından sadece beşi cemiyetin mensubu olabildiler. İlk kitabı okuyanlar bilecektir bu bir yarış niteliğindeydi o altı kişi için. Cemiyete girmek içinde tüm meziyetlerini ortaya koyacaklar, mücadele edecekler yeri geldiğinde birlik olacaklar ama aralarından bir kişi mutlaka elenecekti bu elenme bir ölümle dahi sonuçlansa.
İşte şimdi sadece beşi dahil olmuşken, cemiyetin de asıl amacı ve gerçekten ne olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Kurulan ittifaklar sınanıyor, yeri geliyor kalpler kırılıyor ama herkesin de bir taraf seçmesi gerekiyor.
Bu cemiyet, bizim bildiğimiz dünyayı değiştirmek için planlar yapan bir adam tarafından ham bir güçle yönetiliyor. Cemiyete yeni katılanlardan geriye kalanların durumu ise oldukça vahim. Çünkü anladıklarını düşündükleri pazarlıklar aslında anladıkları gibi değil. İstikrarlı gözüken ittifaklar ise dağılma aşamasında. Ve bu olanlar yüzünden hiç beklenmedik yakınlıklar tehlikeli bir hal almaya başlıyor. Ve bu güce sahip olmak için de bilgi uğruna feda edilenler de ortada. Tabi birde ortada olmayan Rhodes var. Libby Rhodes neredeydi? Ya da hangi zamanda?
İşler git gide çığrından çıkmışken kapılıp gitmemek elde değil.Hainliğin, ihanetin ve kaosun ortalığı yakıp kavurduğu bir eserdi. Bilimin büyünün kol gezdiği bir maceraydı. Nasıl sevilmesin merakla üçüncü kitap bekleniyor.
KURSAKTA KALAN UMUTLAR..!
“Uzaklarda kalmış geceleri düşünüyordu. Uzaklarda, çok uzaklarda kalmış geceler.”
Umudun, hayal kırıklıklarının, ekmeğin, emeğin, zorlukların kitabı...
Zaten konu çalışan insanlar, emek, ekmek olunca Orhan Kemal kalemi diye bir gerçeklik çıkar karşımıza. Orhan Kemal bu temaları o kadar ustaca işlemiş ki kitaba, 400 sayfanın 2 günde bitmesine çok
Gece Yarısı Kütüphanesi’ni okudunuz mu? Okuyup beğendiyseniz pişmanlıklarının, tutkularının, hırslarının esiri olmuş insanların uğradığı Büyü Dükkanı’nı okumak muhakkak ilginizi çekecektir. Sekiz tane psikodrama öyküsünden oluşan akıcı, yalın bir anlatımı olan bir kitap Büyü Dükkanı. Ana karakterin adı yok, Yaşlı Adam olarak anılıyor. Yaşlı Adam Büyü Dükkanı’nın sahibi ve gelen müşterilerin istekleri karşısında onlarla pazarlıklar yapıyor. Bu diyalogların bir psikolojik danışma seansını temsil ettiği su götürmez bir gerçek. Yaşlı Adam iyi bir ruh sağlığı uzmanı:)) Gelen müşterilerin yaşam dönemlerinden her birini temsil etmesi çok güzel düşünülmüş. Böylece her yaşam döneminin getirdiği zorluk ve mücadeleleri gözlemleyebiliyoruz. Yaşlı Adam’ın sakin, dingin ve son derece olumlu yapısı itiraf ediyorum beni şaşırttı. Bu kadar mutlu, huzurlu ve olumlu olmak mümkün mü diye düşündüm, ancak bu bir kurgu elbette ve adam büyücü yahu!:) Velhasıl insanın içini ısıtan keyifli bir kitap. Tüm okurlara, bilhassa ruh sağlığı uzmanlarına (Yaşlı Adam’ın soruları ve yansıtmaları çok güzeldi) önerilir.