Hayat kendi yasalarını koyar; hayat insanın yolunu tıkar; hayat eğreltiotunun arkasında; hayat zorba; ama eziyetçi değil!
Duvardaki İz
Evet, çok hoş bir dünya hayal edebiliriz. Sakin, geniş, ferah bir dünya, çayırlarında kıpkırmızı ve masmavi çiçeklerle. Öğretmenleri, uzmanları ya da polis kılıklı kahya kadınları olmayan bir dünya, bir balığın nilüferlerin saplarını sıyırarak, beyaz deniz kestanesi yumurtalarının yuvalarının üstünde süzülerek kuyruğuyla suları yardığı gibi insanın düşünceleriyle yarabildiği bir dünya....
Reklam
"Gözümüzün, kağıdın tepesinden zavallı kadının yüzüne kayması için böyle bir mutsuzluk ifadesi bile yeterliydi zaten - o ifade olmadan önemsiz bir yüz, o ifadeyle ise neredeyse insan yazgısının bir simgesi. İnsanların gözlerinde gördüğünüz şey hayattır; hayattır öğrendikleri ve öğrendikten sonra da, saklamaya çalışsalar da, sürekli farkındadırlar - neyin? Görünüşe bakılırsa, hayatın böyle bir şey olduğunun. Karşıda beş tane yüz - beş olgun yüz - ve her bir yüzde görünen o bilgi. İnsanların onu saklamak istemeleri ne kadar tuhaf! O yüzlerin hepsinde suskunluğun işaretleri var: Dudaklar sımsıkı kapalı, gözler yere eğik, beş kişinin her biri bildiklerini gizlemeye ya da etkisini azaltmak için bir şey yapmaya çalışıyor. Biri sigara içiyor, bir ikincisi kitap okuyor; üçüncüsü cep defterine yazdıklarını gözden geçiriyor; dördüncüsü karşısındaki, çerçeve içindeki tarifeye bakıyor; ve beşincisi - çok korkunç bir şey ama, beşincisi hiçbir şey yapmıyor. O kadın hayata bakıyor. Ah, ama zavallı, talihsiz kadıncağız, oynasana bu oyunu - hepimizin hayrına, gizlesene onu!"
Kocamış zavallı bir köpek gibi evde sürünerek yürüyordu.
"Hayatın amacının, diye okudu Castalia omzumun üstünden, "iyi insanlar ve iyi kitaplar yaratmak olduğunda hemfikiriz."
Reklam
791 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.