Dost kalabilmek için "pekey" demeyi bilmek lazım: Gönülde olanı dile getirmek, zor zamanda destekleyici olmak, iç dünyamızı paylaşabilmek. Etkileşimi, hemhal olmayı elden bırakmamak ve arayıp sormak gerek.
Gönülde olanı dile getirmek, zor zamanda destekleyici olmak, iç dünyamızı paylaşabilmek. Etkileşimi, hemhal olmayı elden bırakmamak ve arayıp sormak gerek. Hal hatır etmek.
Sayın ki Haçlı sürüleri bizi silip süpürdü buradan, gerilere gittik.. Giderken ne götüreceğiz ha? Adı ile başkalarının olan kentlerin özlemini mi, hatıralarını mı yoksa, havasını mı suyunu mu? Demirci.. Hele bir düşünün; Demirci denince akla ne gelir. Bir de bu demirci lâfını çok gerilere götür, senden olan gerilere, kaynağına.. sonra geleneklere sıkıca bağla bakalım, senin uyduruk dediğin efsaneler, ile sıkıca bağla; bırakıp gitmek zorunda kalsan bile bırakmış sayılmazsın, içinde götürüsün o kenti. Bilirsin ki senden olan bir şey kaldı geride. Onun için ne yapıp yapıp geri dönersin. Hayvanlara bile sahip çıkmak için damga vuruyorsun da şehirlere niye damga vurmuyorsun pekey? Ben uydurmadım oğul, damga vurdum damga.. hem de bir cuma vaazında. Sen bile farkında olmadan demir döven Türkmen'i unutmazsın artık; hele her yıl, Malazgirt günü gelince, o günü bir de demir dövüp kutlarsan hiç unutmazsın. Yoksa taş heykellerden ne farkın kalır.