Peki eğer yaşlılık bu kadar değerliyse niçin herkes, "Keşke yeniden gençlik yıllarıma dönebilseydim" diyor? Hiç kimse, "Keşke altmış beş yaşında olsaydım" diye söze başlamıyor. Gülümsedi. "Bu söz neyi yansıtıyor dersin? Tatmin olmamış kişiler. Layıkıyla yaşanmamış hayatlar. Anlamı bulunamamış yaşamlar. Eğer hayatın anlamını bulduysan geriye gitmek istemezsin. İleriye gitmek istersin. Daha da yapmak, daha da görmek istersin. Altmış beş yaşına dek bekleyemezsin."
Sayfa 123Kitabı okudu
Peki ölümle yüzleşmek bunu değiştiriyor mu? "Evet. Tüm bu şeylerden uzaklaşıp esas üzerinde yoğunlaşıyorsun. Öleceğinin bilincine vardığında, her şeyi çok farklı bir gözle görüyorsun."
Reklam
- Seni iyi gördüm. - Herkes aynı şeyi söylüyor. - Peki o zaman her şeyin göründüğü kadar iyi olmadığı hissine niçin kapılıyorsun? Mori içini çekti. "Ted, bunu benden başkası bilemez. Bunu sadece ben bilebilirim."
Peki, dedim. Eğer öğrenci olmam gerekiyorsa, olabileceğim en iyi öğrenci olurum.
Peki. O zaman şöyle diyebilir miyiz: Hayatın anlamını bulmanın yollarından biri de çöp dökme alışkanlığından vazgeçmektir? Mori güldü. Gülmesi beni de rahatlattı.
LUCENTIO Peki hanımefendi, okuduklarınızdan yararlanabiliyor musunuz? BIANCA Siz bana ne okutuyorsunuz öğretmenim? Önce bunu söyleyin. LUCENTIO Benim mesleğim olan Aşk Sanatı'nı . BIANCA Öyleyse sanatınızın ustası olduğunuzu gösterin bakalım. LUCENTIO Siz de tatlı sevgilim, nasıl gönlümün sultanı olduğunuzu görün.
Reklam
peki çocuklarımıza "öğretmenim" dedirten otoriteye şartlandırmamıza ne demeli? öğretmenin öğrencilerini adlarıyla çağırması tek yönlü mutlak bir iktidarın ifadesi. tersi, öğrencinin öğretmenine "yasemin hanım", "aydın bey" diye hitap etmesi okulun disiplin anlayışına meydan okumak anlamına gelir.
"Türkçe konuşan çoğu insan Türk dilinin dil bilgisi kurallarını bir bilgi olarak ifade edemez ama Türk dilinin gramer kurallarına göre konuşur. Beş yaşındaki bir çocuğa aşağıdakilerden hangisi doğru diye sorun: — Ali bardaktaki suyu dökmüş. — Suyu Ali bardaktaki dökmüş. Size hemen doğru olanı söyler. "Peki, niye öbürü yanlış da bu doğru," diye sorun, cevap veremez. Türkçenin dil bilgisini içselleştirmiştir ve sezgisel olarak bilir ama zihinsel olarak henüz kural hâline getirememiştir."
Kaoru söze girip,"Ama burada inmemiz lazım," dedi üzgün sesiyle, "cennete gitmek için burada inmek gerekiyor. "Kim demis cennete gitmeniz gerektiğini? Öğretmenim her zaman der ki nerede olursak olalım cennetten daha güzel bir yer kurmak bizim elimizde." "Ama annemiz burada ve Tanrı gitmemiz gerektiğini söylüyor." "Böyle bir Tanrı şarlatan bir Tanrı'dır.' "Asıl senin Tanrı'n şarlatan!" "Hayır, degil!" Genç adam gülümseyerek araya girdi. "Peki senin Tanrı'n nasıl bir Tanrı?" "Nereden bilebilirim ki?" diye sordu Giovanni, "Ama benim Tanrı'm onunki gibi değil! Benimki tek gerçek Tanrı." "Gerçek Tanrı tabii ki de tektir," dedi genç adam. "Ben öyle demiyorum ki," dedi Giovanni. "En ama en gerçek Tanri'yı diyorum." "Ben de tam olarak aynı şeyi diyorum. Umuyorum ki bir gün o biricik Tanrı'nın huzurunda buluşacağız sizinle."
O kocaman ve önemli sorularla uğrasmaya başladın mı bir kez, onlardan kurtulamazsın. "Peki, bu önemli sorular hangileri? "Bana göre bunlar sevgi, sorumluluk, maneviyat ve bilinçle ilgili. Eğer bugün sağlıklı olsaydım, yine bu konularla cebellesiyor olurdum. Hayatım boyu yapmam gereken buydu aslında"
Sayfa 176
Reklam
"Ölüm doğaldır" dedi Mori. "Ölümü bu denli büyütmemizin tek nedeni kendimizi doğanın bir parçasıymış gibi görmememiz. İnsanlar olarak, kendimizi doğadan daha üstün görüyoruz." "Ama değiliz. Doğan her şey ölür." Bana baktı. "Buna katılıyor musun?" Evet. "Peki" diye fısıldadı. "Ama iste tek farkımız. Şu mükemmel hayvanlardan ve bitkilerden tek farkımız... "Birbirimizi sevdikçe ve sevgimizi sürekli hatırladıkça, hiç yok olmadan ölebiliriz. Yaratılan tüm sevgi orada kalir.Tüm anılar. Varlığına özen gösterdiğin ve sevdiğin herkesin yüreğinde yasamaya devam edersin" "Ölüm bir yaşamı sona erdirir, bir ilişkiyi değil."
Sayfa 175
Yaşlılığı kucaklamak...
Hiç yaslanmaktan korktuğun bir dönem olmadı mi? "Mitch, ben yaşlılığı kucaklıyorum." Kucaklamak mi? "Evet. Çok basit. Büyüdükçe daha da ögreniyorsun.Eger hep yirmi iki yaşında kalsan, hep yirmi iki yaşında oldugun kadar cahil olursun. Yaslanmak sadece çürümek degildir bildigin gibi. Büyümektir. Ölecegini bilmek olumsuz düsüncesinden daha önemli olan ölecegini anladığın için daha iyi bir yasantı sürdürmektir?" Peki eğer yaşlılık bu kadar degerliyse nicin herkes. "Keske yeniden gençlik yıllarıma dönebilseydim" diyor? Hiç kimse, "Keske altmıs bes yasimda olsaydim" diye söze başlamıyor. "Bu söz neyi yansıtıyor dersin? Tatmin olmamis kisiler. Layikiyla yasanmamis hayatlar. Anlamı bulunamamis yasamlar. Eger hayatin anlamin bulduysan geriye gitmek istemezsin. ileriye gitmek istersin. Daha da yapmak, daha da görmek istersin. Altmis bes yasina dek bekleyemezsin. "Dinle beni. Bir seyi bilmelisin. Tüm genç insanlar tek bir seyi bilmeli. Eger süreklilik yaslanmaya karşı savasirsan mutsuz olursun, çünkü nasilsa yaslanmaktan kaçış yok. "Ve Mitch..." Sesini iyice alçalttı. "Sevgili dostum, gerçek su ki eninde sonunda sen de öleceksin."
Sayfa 123
Zıtların gerilimi...
Bir öğleden sonra yaş dönümü nedeniyle yaşadığım kafa karışıklığı dile getiriyorum; benden beklenenler ile benim kendim için istediklerim uyuşmuyor. "Sana zıtlarin geriliminden söz ettim mi hiç?" diyor. Zıtlarin gerilimi mi? "Hayat bir dizi ileri ve geri çekilmeden ibarettir. Sen bir şey yapmak istersin, ama Başka bir şey yapman gerekmektedir. Bir sey seni üzer, ama üzülmemen gerektiğini bilirsin. Bazi şeyleri elde veri olarak kabul edersin, fakat hiçbir şeyin garantisi olmadığını da bilirsin. "Zıtların gerilimi, lastik bir bandı çekmek gibidir. Ve çoğumuz bunun ortasında bir yerde yaşarız." Bir güres müsabakasi gibi, diyorum. "Güres müsabakası mı?" diye gülüyor. "Evet, yaşamı o şekilde tanimlayabilirsin." Peki hangi taraf kazanır, diye soruyorum. Bana gülümsüyor. Gözlerinin çevresi kırışık, disleri çarpık. "Sevgi kazanır, sevgi hep kazanır."
Sayfa 49
"Öğretmenim, çok sıkıldım. Resim çizmek istemiyorum. Ben, zürafa resmi çizemem ki... Öğretmen gülümseyerek sordu: -Moni, kağıtlarını ve kalemlerini evde mi unuttun? Moni şaşkınlıkla cevapladı: -Hayır, hepsi çantamda. -Peki, neden zürafa resmi çizmiyorsun? -Çünkü çizemiyorum. Ne zaman çizmeyi denesem komik komik çizimler olacağını sanıyorum. Hiçbirisi zürafaya benzemeyecek gibi geliyor."
Sayfa 6 - Timaş ÇocukKitabı okudu
Sana zıtların geriliminden söz ettim mi hiç? Hayat bir dizi ileri ve geri çekilmeden ibarettir. Sen bir şey yapmak istersin , ama başka bir şey yapman gerekmektedir. Bir şey seni üzer, ama üzülmemden gerektiğini bilirsin. Bazı şeyleri elde veri olarak kabul edersin fakat hiçbir şeyin garantisi olmadığını da bilirsin. Zıtların gerilimi lastik bir bandı çekmek gibidir. Ve çoğumuz bunun ortasında bir yerde yaşarız. Evet, bir güreş müsabakası gibi. Peki hangi taraf kazanır? Sevgi kazanır, sevgi hep kazanır.
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.