Şimdi bu uzun roman için bende upuzun bir inceleme yapacağım, haliyle içinde spoiler var şimdiden söyleyeyim.
Hani bir fıkra var ya, şeytan bir gün bir buzağının ipini gevşetir, buzağı annesine gider koşa-koşa süt içmek niyetiyle o sırada evin gelini inekten süt sağıyor tabii buzağı gelince ittiriyor, inek tabii yavruma nasıl böyle davranıp diye buna kızıp geline çifte atıyor, gelin yere devriliyor. Kayınbaba bunu görünce buzağıyı vuruyor, e tam da oğlu eve geliyor babasının elinde silah, eşi yerde otomatik babam karımı öldürdü diye düşünüyor diyor, o da babasını öldürüyor. Şeytan da sonra "E şimdi bunun içinde beni suçlarlar.. Halbuki ben sadece buzağının ipini gevşettim," diyor. Kitabı en güzel özetleyecek şey bu bence.
Kitapta konu şöyle gidiyor, Gerekli Şeyler adlı bir dükkan açılıyor. Küçük bir kentte bir dükkan açılışı haliyle sansasyonel bir olay oluyor. Dükkanın olayı ise alınan şeylerin maddi olarak çok bir karşılığı yok ama insanları büyülüyor, insanlar onsuz yaşayamayacaklarını düşünüyorlar. O yüzden o eşya onlardan gitmesin diye her şeyi yapıyorlar nerdeyse.
Bana o kadar büyüleyici bir kitap gibi gelmedi, okunur, aksiyonu da öyle çok sürükleyici değildi, fazla detaylar beni boğdu. 
Stephen King uzun zamandan beri kitaplarını okumak istediğim bir yazardı ama sanırım ya yanlış kitabıyla başladım okumaya da büyütüldüğü kadar büyüleyici değil... Sona doğru hızlanmaya başladı evet ama gerçekten sonuna doğru son 70-80 sayfa filan...
