Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

pelşin

pelşin
@pelisia
okumak özgürleştirir | kitaplar, kanatlarım benim·
Ateşten korkuyordum ama ateş benim işimdi. İnsan olmanın paradoksu. Yaşamaktan korkarız ama yaşamak bizim işimiz. Ölmekten korkarız ama öl­mek bizim işimiz. Ne çileli şeyleriz!
Sayfa 306
Reklam
Ağlayan birinin bel­ki de sadece ağlamaya ihtiyacı vardır. Teselliye ya da laf kalaba­lığına değil.
Sayfa 278
Gülerken yanlış iklimde bile yeşermeyi beceren coşkun bitkilere benziyordu. Tek düşkün olduğu yaşamaktı çünkü..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bizim küçük tragedyamızda en nihayet kral babam, onu yeterince sevmediğimi düşündüğü için öfkelendi ve kalbinin kutsal top­raklarından beni ilelebet defetti."
Sayfa 101
Galiba zamanın göreceliği en çok aşkta, savaşta, bir de has­talıkta ortaya çıkıyor. Dünyanın kalanı için akrep üç aşağı beş yukarı benzer şekilde soksa da, bu üç grupta ayakta kalmaya ça­lışanlar için zehrini başka türlü akıtıyor. Ölüm anının bir öm­rü hatırlamaya yetecek kadar uzun sürmesini ya da sevgiliyle geçen bir saatin bir dakika, ondan ayrı bir dakikanın bir yıl gibi hissedilmesini nasıl açıklar insan yoksa?
Sayfa 86
Reklam
Bir süredir biz kendimle epey kalabalığız. İçime ne zaman baksam orada vıcır vıcır kurtçuklar gibi kaynaşan adamlarımı, kadınlarımı, hayvanlarımı, meleklerimi ve şeytanlarımı görüp hemen gözlerimi kaçırıyorum.
Sayfa 50
Aydınlık aydınlık diye Lambaya muma tamah ediyoruz ...
Tek ki­şilik bir tartışmaya dönüştü yaşamım. Her şey benim içimde başlayıp bitiyor..
Sayfa 140Kitabı okudu
Nerede yorulur bir insan? Dünyada olup biten en olagandışı şeyler karşısında bile şaşıp kalma ye­teneğini yitirdiğinde mi? Ben ki yorgunum ve hâlâ gündüzün ardından gecenin nasıl geldiğine, kumlar­daki şu çakıltaşlarının yüzyıllardır nasıl böyle kımıl­tısız, aynı yerde durabildiğine ve portakal ağaçları­nın hâlâ nasıl meyve verebildiğine şaşıyorum. Ama yorgunum. Toprağa yüzükoyun yatacak ve bundan hiçbir şiirsel sonuç çıkaramayacak kadar.
Sayfa 129Kitabı okudu
Peki sen, durup durup denize bakan çocuk, da­ha ne arıyorsun? Yazılacak her şey senden önce ya­zıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var. Topuklarından, attıkları her adımda kan sızan adamlar geçti bu yollardan. Peki sen çocuk? Dünya hiç bir zaman gökyüzüne yansımayacak, artık hiç degilse bunu biliyorsun. Sesler gitmiş, bir tek yankı­ları kalmış geride. Bedeni olmayan seslerin çığlığa dönüşmeyi kurduğu yerlerde sen şarkı söylemek için bekliyorsun. Çocuk, yanılıyorsun.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Oturmuştuk, senin gözlerin uzaklarla dolu, benim ellerim yalnızlıkla ve yeryüzü uykuda.
Kimse yok, Gel hayatı çalarak iki buluşma arasında paylaşalım. Gel beraber taşın durumundan bir şeyler anlayalım. Bak, fıskiyenin küçük akrepleri havuz saatinde zamanı toza dönüştürmekte. Gel su ol, sönük satırımdaki kelime gibi, Gel erit avucumdaki aşkın parlayan cismini.
Bir Uzakdoğu dilinde Aşk ve Tanrı için aynı sözcüğün varolduğunu söylediler bana. İnandım Birine inanıp öbürüne inanmayan ben.
güzelim yiğidim orman yüreklim! senin gözlerin bahar sabahlarımdı benim.
2.735 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.