"En önemli şeyler kimi zaman hiç fark edilmeden geçip gidenlerdir." Kitabın son cümlesi, ve bu kitaptan son alıntım.
Bu kitabı okuduğum 4 günlük sürede kendime bir sürü cevap buldum. Yalnız ve umutsuz hissetmiyorum.
Kitap bir psikolojik kurgu ve ana karakter Alan'ın intihar girişimiyle başlıyor. İntihar anına yaklaşırken hayatını okuyoruz. Ana karakter hayatı boyunca başkaları için yaşamış ve sonunda tek başına bir anlam ifade etmediğini düşündüğünden intihar eyleminde bulunmuş biri. Öyle ki beyaz ekmek sevmesine rağmen fırıncıya verdiği yanık ekmeği istemediğini bile söyleyemiyor.
Alan Eyfel'den kendini atmaya hazırlanırken yanında beliren Dubreuil onunla hayatı üzerine bir anlaşma yapıyor. Dubreuil, Alan'ın akıl hocalığını yapacak, ona sürekli emirler vererek hayatını düzeltecek, onu reddettiği takdirde Alan'ın hayatına son verilecek.
Akış tamamen Alan'ın - dolaylı yoldan sizin - insan ilişkilerinde nasıl gelişebileceğinizi, davranmanız gerektiğini anlatıyor. Kitap sizin kendinize karşı olan davranışlarınızın diğer insanların size karşı olan davranışlarını belirler
diye bağırıyor resmen.
Kendimden çok parça buldum dediğim gibi. Kendinizi biraz olsun insan ilişkilerinde geliştirmek, özgüvenin önemini anlamak istiyorsanız sizin için mükemmel bir kitap olacaktır.