Faruk

Beşir Fuat
“Kâğıt dahi kanla mülemma”
Reklam
"Tarihin talihsizliği, günün ihtiyaçlarını karşılayacak, ders verecek, daha ötesi düşüncelere ve davranışlara yön verecek hikâyelerin aracı olmaya çok müsait olmasıdır." Yavrucuk, G., Türkiye'de İslam öncesi Türk tarihi araştırmaları: İdeoloji ile nesnellik arasında bir tarih yazımı, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale, 2016, s. 73.
Persona
“Benim anlamadığımı mı sanıyorsun? Var olmak denilen o umutsuz düşü… Olur gibi görünmek değil, var olmak. Her an bilinçli, tetikte… Aynı zamanda başkalarının huzurundaki varlığınla kendi içindeki varlık arasındaki o yarılma… Baş dönmesi ve gerçek yüzünün açığa çıkarılması için o bitimsiz açlık… Ele geçirilmek, eksiltilmek ve hatta belki de yok edilmek… Her kelime yalan… Her jest sahte… Her gülümseme yalnızca bir yüz hareketi… İntihar etmek? Hayır. Fazlasıyla iğrenç… İnsan yapamaz ama hareketsiz kalabilir, susabilir. Hiç değilse o zaman yalan söylemez. Perdelerini indirip, içine dönebilir. O zaman rol yapmaya gerek kalmaz, bir kaç farklı yüz taşımaya ya da sahte jestlere. Böyle olduğuna inanır insan. Ama gördüğün gibi gerçeklik bizimle dalga geçer. Sığınağın yeterince sağlam değil. Her tarafından yaşam parçaları sızıyor ve tepki vermeye zorlanıyorsun. Kimse gerçek mi yoksa sahte mi diye sorgulamıyor. Kimse sen gerçek misin yoksa yalan mısın demiyor. Bu sorunun yalnızca tiyatroda bir önemi olabilir. Belki orada bile değil. Seni anlıyorum Elisabeth, susmanı anlıyorum. Hareket etmemeni anlıyorum. İsteksizliğini fantastik bir sisteme bağlamışsın. Anlıyor ve hayranlık duyuyorum. Bitene kadar bu oyunu oynamalısın. Ancak o zaman bırakabilirsin. Tıpkı diğer rollerini bıraktığın gibi bunu da yavaş yavaş bırakırsın. Ingmar Bergman'ın Persona filminden

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
3:10 Yuma
Bazen insan ne kadar küçük olduğunu görebilecek kadar büyük olmalıdır.
Reklam
İnsan mutluyken, hayatın anlamı, sonsuzluk hakkındaki diğer şeylerle nadiren ilgilenir. İnsan soruları hayatının sonunda sormalı. En mutlu insanlar, bu lanetli sorularla canını hiç sıkmayanlar. Biz hayatı, onu anlamlandırmak için sorguluyoruz. Henüz basit insani doğruları korumak için gizeme ihtiyaç duyuyoruz. Mutluluğun, ölünün, aşkın gizemi. Bunu düşünmek, ecelini bilmek gibi bir şey. Zamanını bilmek bizi ölümsüz yapmaz. Solaris filminden alıntıdır.
Doğa, insanı bilgilensin diye yarattı. Gerçeğe doğru yürüyüşünde, insan bilgiye mahkum edildi. Solaris filminden alıntıdır.
İnsanın çaresizliğini, öfkesini yansıtan güzel bir sahne: youtu.be/yE-tycaVnko