“Bombalarımızı yaratacağı korkuyla değil, ancak davamızın haklılığıyla zafere ulaşabiliriz.”
"Hayvanlara yaklaşımımızda etik açıdan dünya çapında bir değişikliğe gitmenin zamanı geldi."
Reklam
355 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 75 days
Felsefe’nin Kısa Tarihi, son derece sade bir dili olan, örneklerle daha kolay anlamamızı sağlayan bir kitap. Felsefeye yeni başlayacak olanlar için oldukça eğitici. 40 bölümden oluşur. Her bir bölüm 8-9 sayfadır. Filozofların hayatına, kişiliklerine, felsefi düşüncelerine, eserlerine, teorilerine arada düşüncelerine karşıt görüşlere kısaca yer
Felsefenin Kısa Tarihi
Felsefenin Kısa TarihiNigel Warburton · Alfa Yayıncılık · 20206.9k okunma
İnsanlara ve çevreyi korumaya önem verdiğini iddia eden bir insanın sırf bu nedenle bile vejetaryen olması gerekiyor. Böylece ihtiyaç duyan insanları doyurmakla kullanılabilecek tahıl fazlası oluşmasına, çevre kirliliğinin azaltılmasına, su ve enerji tasaruffuna, ormanların yok edilmesinin yavaşlamasına katkıda bulunabilirler.
Sayfa 331 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Hayvanların yaşamı, ey karanlık gizem! Düşüncelerin ve sessiz acıların o muazzam dünyası. Kendinden aşağı kardeşlerini yanlış anlayan, aşağılayan, onlara işkence eden insanın barbarlığını bütün doğa protesto ediyor. Yaşam, ölüm! Her gün hayvanlardan beslenen bu cinayetler, zorlu ve acı problemleri acımasızca önüme yığıyor. Sefil çelişki. Bu aşağılık, bu zalim ölümlerden esirgeneceğimiz başka dünyalar olduğunu umalım. Fransız tarihçi Michelet
Sayfa 317 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
William Paley'in eserinden alıntı. Kendi zevkimiz ve yararımız uğruna özgürlüklerini engellediğiniz, vücutlarını sakatladığımız ve nihayet hayatlarına son verdiğimiz ( ki varoluşlarının tamamının bundan ibaret olduğunu düşünüyoruz) hayvanlarda bu acı ve kayıplar için bir mazeret öne sürmek zorundayız. Bu uygulamayı haklı çıkarmak için... birçok hayvan türünün başka hayvanları avlamak üzere yaratılmış olmasıyla bir tür benzerlik kurarak insanların da onları yemesinin amaçlandığı ileri sürülmüştür... ( ama) ileri sürülen bu benzerlik son derece zayıftır çünkü hayvanların hayatlarını başka türlü sürdürmeleri mümkün olmadığı halde bizim için bu geçerli değildir; çünkü bütün insanlar sadece meyve, bakliyat, ot ve köklerle yasayabilir; nitekim pek çok Hindu kabilesi halihazırda böyle yapıyor.
Sayfa 315 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aydınlanma, hayvanlara yaklaşım konusunda bütün düşünürleri eşit derecede etkilemedi. Immanuel Kant, etik derslerinde öğrencilere hala şunları söylüyordu. Hayvanlara karşı hiçbir dolaysız görevimiz yoktur. Hayvanlar kendi varlıklarının bilincinde değildir. Onlar sadece bir amaç uğruna araç olarak kullanılmak için vardır. Bu amaç insandır. Jeremy Bentham da yasama İlkeleri eserin de Kant'a kesin cevabını verdi. "Sormamız gereken soru, 'Akıl yürütebiliyorlar mı?' Ya da 'Konuşabiliyorlar mı?' değil, 'Acı çekebiliyorlar mı?' olmalıdır. Bentham hayvanların durumunu Siyah kölelerin durumuyla kıyaslayarak ve " hayvanlar dünyasının geri kalanının da kendilerinden ancak zorbalık yoluyla esirgenen haklara sahip olacağı" günü öngörerek, belki de "İnsanın hükümranlığı'nı meşru bir yönetim değil, bir zorbalık olarak tanımlayan ilk kişi oldu.
Sayfa 310 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Her türlü doğmaya karşı savaşmayı seven Voltaire, bu konudaki Hıristiyan uygulamalarını Hindu uygulamalarıyla kıyaslayıp eleştirdi. "Kendimize benzeyen varlıkların eti ve kanıyla beslenme şeklindeki barbarca gelenek'ten bahsederek- her ne kadar, bilindiği kadarıyla, kendisi bu gelenekten vazgeçmemiş olsa da - hayvanlara iyi davranılmasını savunan çağdaşı İngilizlerin ötesine geçti.
Sayfa 309 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Descartes'in söylediğiyle tutarsız degildi; ama yine de onun görüşlerinin inandırıcılığını az alttı. Voltaire bunu çok güzel ifade eder: Bazı barbarlar, sadakat ve dostlukta insanı kat kat aşan köpekleri alıyor, bir masaya çiviliyor ve mezanter toplardamarını göstereceğiz diye canlı canlı kesiyor! Hayvanın içinde kendi his organlarının tamamen aynısını buluyorsun. Söyle bana ey mekanist, Doğa bütün bu his mekanizmasını hayvanın içine hissetmesin diyemi yerleştirmiş.
Sayfa 308 - Ayrınti yayınlarıKitabı okudu
Batı düşünce geleneğinin ikinci kökeni antik yunan'dır. Yunan düşüncesi takip edildi; temel öğretilerini büyük bir kurucu düşünürden alan, birbirine rakip okullara ayrılmıştı. Bu düşünürlerden biri olan Pythagoras, muhtemelen ölen insanların ruhunun hayvanlara göçtüğüne inandığı için vejetaryendi ve taraftarlarına hayvanlara saygı göstermelerini
Sayfa 290 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
908 öğeden 581 ile 590 arasındakiler gösteriliyor.