1. Schopenhauer - Say yayınları dizisi
2. Schopenhauer - İsteme ve Tasarım olarak dünya
3. Schopenhauer - Aşkın metafiziği
4. Rudiger Safranski - Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi)
5. Nietzsche - Böyle buyurdu zerdüşt
6, Nietzsche - Putların Alacakaranlığında
7. Nietzsche - İyinin ve kötünün ötesinde
8. Nietzsche - Ecce
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Okuduğum 100. felsefe kitabı demek isterdim ama gelin görün ki bu düzenli felsefe okumalarında okuduğum 3.kitabım oldu. Bir de Kısa Tarih okumuş oldum.
Yazarın okuduğum ilk kitabıyıdı. Daha önce Felsefeye Giriş ve Felsefe Tarihi kitapları okumamın da etkisiyle bu kitabı okurken kendimi iyi hissettim. Çünkü anlayabiliyordum :D Gülüyorum çünkü
Felsefe, tuhaf sorularla ve zorlu meydan okuyuşlarla başladı. Tartışmayla gelişti. İnsanların karşıt görüşler öne sürmesiyle, akıl yürütmesiyle, mantık ve kanıt kullanmasıyla büyüdü.
Kırk bölümden oluşan Felsefenin kısa tarihi, Felsefe’nin şahlanmasına sebep olan Atina’da yaşayan Sokrates ile başlayıp, 1975 yılında Hayvanların Özgürleşmesini
Singer insanların hayvanları yemeden de sağlıklı yaşayabileceği gerekçesiyle, hepimizin vejetaryen olması gerektiğini ileri sürer. Hayvansal gıdaların çoğu, hayvanların acı çekmesine sebep olur ve bazı çiftçilik türleri öylesine acımasızdır ki, hayvanların yoğun bir acı çekmesine yol açarlar. Sözgelimi, fabrika çiftçiliğinde tavuklar küçücük kafeslerde tutulur, bazı domuzlar o kadar küçük bölmelerde yetiştirilir ki etraflarında dönemezler, büyükbaş hayvanların kesimi onlar için çoğu zaman aşırı stresli ve ıstıraplıdır. Singer, bu çeşit çiftçiliğin devam etmesine izin vermenin ahlaki açıdan doğru olamayacağını ileri sürer. Gelgelelim, et yemeden de yaşayabileceğimiz için çiftlik hayvanlarına ilişkin daha insancıl düzenlemeler gereksizdir. İlkelerine sadık biçimde Singer, okuyucularını et yemek dışında alternatifler aramaya teşvik etmek için, kitaplarından birinde Hindistan'a özgü bir çeşit mercimek tarifi bile vermiştir.
Diğer hayvanlardan daha az vahşi olduğumuzu düşünmeyi çok severiz. "İnsancıl" kelimesi iyi kalpli nazik anlamına gelir "hayvani" "hayvanca" gibi kelimeleri ise Zalim ya da kötü kalpli anlamında kullanırız. Hiç şöyle bir durup düşünmeyiz ki en önemsiz gerekçelerle öldüren hayvan insandır. Başka hayvanları öldürdükleri için aslanların ve kurtların vahşi olduğunu düşünürüz ama onlar öldürmek zorundadır yoksa kendileri öldür. İnsanlarsa başka hayvanları spor yapmak, meraklarını gidermek, vücutlarını güzelleştirmek ya da damak zevklerini tatmin etmek için öldürür Ayrıca aç gözlükleri ve iktidar hırsları yüzünden kendi türlerin bireylerini de öldürürler.
“... Ya hayvanlar bize benzemiyordur, bu durumda onlar üzerinde deney yapmak için bir neden yoktur; ya da hayvanlar bize benziyordur, bu durumda insanlar üzerinde yapılsa bizi dehşete düşürecek bir deneyi hayvanlar üzerinde yapmak yanlıştır."
NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ ALAN YAZARLAR
1901. Sully Prudhomme (Fransa)
1902 . Theodor Mommsen (Almanya)
1903. Bjørnstjerne Bjørnson (Norveç)
1904. Frédéric Mistral (Fransa) ile José Echegaray y Eizaguirre (İspanya)
1905. Henryk Sienkiewicz (Polonya)
1906. Giosuè Carducci (İtalya)
1907. Rudyard Kipling (İngiltere/Britanya)
1908. Rudolf Christoph