Bir insanın sana neler verebileceği değil,
senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir.
-Peter Singer-
Siyahların ve kadınların ve Nazi Almanya'sındaki Yahudilerle Çingenelerin çok kötü muamele görmüş olmasının bir nedeni, tam insan olduklarının algılanmamasıydı. Filozof Peter Singer, Hayvanların Özgürlüğü isimli kitabında, insani muameleyi bunu algılayabilecek kadar beyin kuvvetine sahip bütün türlere yaymamız gerektiği şeklindeki türcülük ötesi duruma geçmemiz fikrini en güzel ifade eden savunucusudur. Belki de bu gelecek yüzyıllardaki ahlaki Zeitgeist'ın hangi yönde ilerleyeceğinin ipucunu veriyordur. Bu yön, daha önce yapılan köleliğin kaldırılması ve kadınların eşitliği gibi reformların oluşturduğu gidişata uygun bir durum olurdu.
... eğitim sisteminin daha gelişmiş olması ve özellikle hepimizin diğer bütün ırkların ve karşı cinsin üyeleriyle aynı insanlığı paylaştığımıza dair artan farkındalık bulunur (bu her iki fikirde kati bir şekilde kutsal kitaplara aykırıdır ve biyolojik bilim ve özellikle de evrim sayesinde gelişmiştir). Siyahların ve kadınların ve Nazi Almanya'sındaki Yahudilerle Çingenelerin çok kötü muamele görmüş olmasının bir nedeni, tam insan olduklarının algılanmamasıydı. Filozof Peter Singer, 'Hayvanların Özgürlüğü' isimli kitabında, insani muameleyi, bunu algılayabilecek kadar beyin kuvvetine sahip bütün türlere yaymamız gerektiği şeklindeki türcülük ötesi duruma geçmemiz fikrinin, bu fikri en güzel ifade eden savunucusudur. Belki de bu gelecek yüzyıllardaki ahlaki 'Zeitgeist'ın hangi yönde ilerleyeceğinin ipucunu veriyor. Bu, daha önce yapılan köleliğin kaldırılması ve kadınların eşitliği gibi reformların oluşturduğu gidişata uygun bir durum olurdu.
Sayfa 261 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
Asıl dönüm noktası da filozof Peter Singer'ın 1975'te yayımlanan ve "hayvan hakları hareketinin kutsal kitabı " olarak nitelendirilen Animal Liberation (Hayvanların Kurtuluşu) adlı kitabı. Aslında bu nitelendirme iki açıdan ironik: birincisi Singer bir laiklik yanlısı, ikincisi de faydacı yaklaşımı benimsiyor ve Bentham'ın doğal haklar fikrini "saçmalığın daniskası" olarak nitelendirmesinden beri faydacılar bu konuya kuşkucu yaklaşıyorlar. Ama Betham'ın izinden giden Singer hayvanlara "haklar" bahşetmemekle birlikte, onların çıkarlarının tam olarak göz önünde tutulmasını destekleyen güçlü bir sav ileri sürüyor. Bu sav bir varlığın ahlaki açıdan değerlendirilmeye layık olup olmadığını zekanın ya da belli bir türe ait olmanın değil, bilincin belirlediği fikrini temel alıyor. Bu durumda da, nasıl ki elimizden geliyorsa küçük çocuklara ya da zihinsel engellilere acı vermekten kaçınmamız gerekiyorsa, hayvanlara da böyle acılar çektirmememiz gerekiyor. Ayrıca hepimizin vejetaryen olması gerekiyor. İnsanların modern bir vejetaryen beslenmeyle sağlıklı kalmaları mümkün ve Singer'a göre bizim et yemekten alacağımız ufak bir haz artışıyla karşılaştırıldığında, acı çekmekten ve erken yaşta ölümden uzak bir yaşamın hayvanlara sağlayacağı yararın çok daha fazla olduğu açık. Ona göre insanların kültürel gelenekleriyle, biyolojik evrimleriyle ya da her iki nedenle de "doğal" olarak et yemeleri, ahlaki açıdan konuyla ilgisi olmayan bir olgu.
Sayfa 513Kitabı okudu
Bir grup için geçerli olan temel eşitlik ilkesinin başka bir grubu da içine alacak biçimde genişletilmesi, her iki gruba da tipatıp aynı şekilde muamele etmemiz ya da her iki gruba
da tipatıp aynı hakları tanımamız gerektiği anlamına gelmez. Bunun gerekip gerekmediği her iki grubun üyelerinin doğasına bağlıdır. Temel eșitlik ilkesi, eşit ya da özdeş muameleyi değil,
eșit önemsemeyi gerekli kılar. Farklı varlıkların eșit derecede önemsenmesi, onlara farklı şekilde muamele edilmesi ve farklı haklar tanınması sonucunu doğurabilir.
Sayfa 48Kitabı okuyor
Eğer herkes yediği hayvanı kendi öldürmek zorunda kalsaydı hepimiz vejetaryen olurduk.
-Peter Singer
Sayfa 97 - Sel Yayıncılık
İnsanların elinde diğer türleri sonsuza kadar baskı altında tutacak bir güç var. Zorbalığımız sürüp gidecek mi? Çıkarcılığın karşısında ahlakın bir hiç olduğunu söyleyegelen karamsar şairler ve filozoflar haklı mı çıkacak? Yoksa bunun üstesinden gelebilecek ve asilerin veya teröristlerin zorlamasıyla değil, konumumuzun ahlaksal açıdan savunulamaz olduğunu fark ettiğimiz için savunmasız türleri acımasızca sömürmekten vazgeçerek gerçek bir özgeciliğe de sahip olduğumuzu gösterebilecek miyiz?
Sayfa 367Kitabı okudu
Bu kitabın anafikri, canlılara salt türlerinden dolayı ayrımcılık uygulamanın bir tür önyargı olduğu ve tıpkı ırk temeline dayalı ayrımcılık gibi ahlakdışı ve savunulamaz bir yaklaşım oluşturduğu iddiasıdır.
Sayfa 361Kitabı okudu
Türcülüğün ilk savunma hattı bilgisizlik ama sonuçta gerçeği araştıracak zamanı ve kararlılığı olan herkes bu engeli aşabilir. Bilgisizliğin bu kadar uzun süredir var olmasının tek nedeni, insanların gerçeği öğrenmek istememesi. Birine yemeğinin nasıl hazırlandığını anlatmak istediğinizde çoğu zaman “sakın söyleme, yoksa yemeğimi yiyemem” yanıtını alırsınız.
Sayfa 326Kitabı okudu
Bir ideolojik konumun üzerinde yükseldiği temeller yıkılırsa, ya yeni temeller bulunur ya da ideoloji yerçekimi yasasının mantıktaki karşılığına meydan okurcasına öylece havada asılı kalır.
Hayvanlara yaklaşımımız konusunda ikinci durum geçerli gibi görünüyor.
Sayfa 320Kitabı okudu
Haddini bilmezlik ilk ve doğal hastalığımızdır… İşte bu hayal gücüne dayalı kendini beğenmişlikle insan kendini tanrıyla eş görür, kendine ilahi özellikler atfeder, kendini diğer varlıkların arasından çeker ve ayırır.
Sayfa 304Kitabı okudu
Modern Bir Atsineği - Peter Singer
"Yardım ederseniz en güzel ayakkabınız mahvolacak, ancak suya atlamazsanız, diğer insanların bunu anlayışla karşılamalarını beklemeyin. İnsan olmakla ve hayata değer vermekle alakalıdır bu. Bir çocuğun hayatı, bir çift ayakkabıdan, hatta çok pahalı bir çift ayakkabıdan çok daha değerlidir. Bunun aksini düşünen bir çeşit canavardır."
Sayfa 346
Peter Singer'in mesajı...
"Onun mesajı açıktır : Diğer insanların hayatına, neredeyse kesin bir şekilde, somut bir etkiniz olabilir ve olması da gerekir."
Sayfa 349
Peter Singer
Yoksullukla ilgili nedenlerden dolayı her yıl binlerce çocuğun öldüğünü biliyoruz. Gelişmiş ülkelerde yaşayan bizler, biz yemeden çürüyen yiyecekleri buzdolabından atarken, bazıları açlıktan ölüyor. Bazıları içmek için temiz su bile bulamıyor. Dolayısıyla doğdukları yer konusunda talihsiz olan insanlara yardım etmek için, gerçekten ihtiyacımız olmayan bir ya da iki lüksü bırakmalıyız. Singer'in felsefesi uygulanması güç bir felsefedir. Ancak bu, onun yapmamız gereken konusunda haksız olduğu anlamına gelmez.
Sayfa 348