86. Yine, “Niçin serveti, zengin Crassus’un servetinden daha büyük olan Papa, biricik Aziz Petrus Bazilikası’nı kendi parasıyla değil de, inançlı fakirlerin parasıyla inşa ediyor?
MS 415 yılı baharında, İskenderiye piskoposu yüce Kyrillos'un müridi Petrus adındaki birinin liderliğindeki bağnaz keşişlerden oluşan bir güruh, Hypatia'yı, cadı olduğu gerekçesiyle bir dersinin ortasında yakaladı. Hypatia kendini çığlık çığlığa savundu, ama hiç kimse ona yardım etmeye cesaret edemedi. Keşişler onu Cesarion Kilisesi'ne kadar sürükledi. Orada herkesin gözü önünde tuğlalarla vahşice dövdüler. Gözlerini oyup dilini kestiler. Öldüğünde cesedini Cinarus denen bir yere götürüp paramparça ettiler. İç organlarını ve kemiklerini çıkarıp ateşe attılar. Amaçları Hypatia'nın bir kadın olarak simgelediği her şeyi tamamen yok etmekti.
İyiki de diyorum Dante 18. yy da falan yaşamamış... Yoksa bu Cennet okunacak gibi olmazdı. İlk 150 sayfa dipnotlar ile dolu. 12.yy a kadar yaşamış hemen hemen tüm tarihi karakterleri ve o zaman bilinen dünyanın bölge şehirlerini anlatmaktan kimini cennete sokup kimininde yaptığı kötüğü anlatmaktan kocaman bir Tarih kitabı okuyormuşum gibi
Felsefeye giriş yapmak için ben de çoğu kişi gibi Sophie'nin Dünyası ve Nigel Warburton'un Felsefenin Kısa Tarihi kitaplarını okumuştum; fakat bu kitabı okuduktan sonra bu saydığım kitapların felsefeyle ilgili sadece kısa kısa bilgiler verdiğini öğrenmiş oldum ve az hacimli kitapların felsefeyi hakkıyla öğrenmeye yetmeyeceğini gördüm. Felsefeyi
Zamana ayak uydurmaya çalışırken, unuttuğumuz değerleri, yazar, ‘İstanbul’da zamanı kaybettik, izini toza kaptırdık, dünde bıraktık anı ve unuttuk dostu yaranı..’, sözleriyle ne de güzel anlatıyor.
Şair ve yazarların ilham perisi, üzerine sayısız eserler yazılmış, Orhan Veli’nin de belirttiği gibi, ‘Gözleri kapalı dinlenmesi vardır İstanbul’un.’
“Bodrum'un adı Antik Karya devrinde ‘Halikarnassos’, St.Jean Şövalyeleri Bodrum'u ele geçirdiğinde eski akropol üzerine büyük kale inşa eder ve şatoyu havarilerden Petrus/Peter'e adayarak ‘Petronium’ adını verirler. Zamanla bu isim ‘Bodrum'a dönüşür…”