Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Harplerde galebe iman eden taraftadır.
Sayfa 61 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Zekamız ve muhayyilemiz,bizi ümit ettiğimiz kadar oyalamıyor.Kitabın dostluğu da günün bir kaç saatine münhasır...
Sayfa 93 - Ötüken neşriyatKitabı okuyor
Reklam
Ben şimdiki taze kadınlara şaşıyorum, bazıları yüzlerine dalga dalga pudra sürüyor, âdeta üçüncü devresinde bir verem gibi bembeyaz kesiliyor.
Sayfa 47 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Kendisine yakışmadığı hâlde pudra ve sürme süren bir kadın gülünçtür.
Sayfa 47 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Bütün bu ev, bütün bu insanlar bana yabancı geliyordu. Onları bana tanıtan bütün alakalar, hatıralar bir anda kaybolmuştu.
Reklam
Yazık, güzelleşmek istiyorsunuz, hâlbuki iğrenç kılıklara giriyorsunuz, yüzünüze bakmak bile insana nefret veriyor!
Sayfa 42 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Kurtul
Kurtul,ferahla,günahının zevkini değil,çirkinliğini paylaştığın bir mahluğun arkadaşlığından üstüne sıçrayan lekeleri temizle!
416 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Yalnızız, Türk yazar ve gazeteci Peyami Safa'ya ait bir eserdir. İlk olarak Yeni İstanbul gazetesinde 11 Eylül 1950-20 Aralık 1950 tarihleri arasında 286-385 numaralı sayılarda tefrika edildikten sonra 1951 yılında Nebioğlu Yayınevi tarafından 343 sayfa hâlinde yayımlanan Yalnızız yazarın son romanıdır. Yalnızız, ekonomik olarak sorunsuz
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,5bin okunma
Reklam
Ne kadar bedbahtım!
Sayfa 14 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Dünya ne tuhaf..
Sayfa 14 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
En çok düşündüğümüz kelimeyi en az kullanmaya bizi mecbur eden gururumuzu aldatmak için, sevmek fiiline sözden başka ifade şekilleri ararız.
Maddî ve manevî kıymetlerin mübadelesinde, ırkların ve milletlerin işbirliğinden, dinlerin, sistemlerin, menfaatlerin rekabetlerinden doğan bu Avrupa, gayet mahdut bir toprak üstünde bütün fikirlerin, akidelerin, keşiflerin yığıldığı bir çarşıdır ki yeryüzünün her köşesinden oraya maddî ve manevî kıymetler akını başladı. Bir yandan Amerika’nın yeni toprakları, Afrika ve Okyanuslar. Uzakşark’ın eski imparatorlukları oraya ham maddelerini yollarken, öte yandan ihtiyar Asya’nın bilgileri, felsefeleri, dinleri de uyanık Avrupa kafasını beslemeye gelmişlerdi. Ve Avrupa denilen o kudretli makine, şarkın kendisine yolladığı maddî veya manevî ham maddeleri işleyerek ondan yepyeni maddeler, fikirler, buluşlar çıkardı.
Atatürk inkılâbının değişmez iki prensibi vardır: Milliyetçilik, medeniyetçilik. Bugüne kadar gerçekleşmiş hiçbir inkılâp hareketi yoktur ki bu iki kaynaktan fışkırmamış olsun.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.