AH,insanlar niçin herşeyi anlayamıyorlar?Beş dakika,on dakika,yarım saat kendilerini unutsalar,kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar,tam onun gibi -fakat hiç eksiksiz ve tam-onun gibi duysalar,her şey ne kadar yerli yerinde olacak.Hayır! İlla ki zıddiyetler,öfkeler,yanlış anlamalar,kıskançlıklar,inatlar,şüpheler,hakim olmak arzuları...
Sayfa 84
Ah, insanlar niçin her şeyi anlayamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat kendilerini unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar tam onun gibi -fakat hiç eksiksiz ve tam- onun gibi duysalar, her şey ne kadar yerli yerinde olacak. Hayır! İllâ ki zıddiyetler, öfkeler, yanlış anlaşmalar, kıskançlıklar, inatlar, şüpheler, hâkim olmak arzuları...
Reklam
Bir zamanlar ben de
Galatasaray’dan Tünel‘e doğru yürüdüler. Neriman Beyoğlu’na çıktığı vakit, halis Türk mahallelerinde oturanların çoğu gibi, kendini büyük bir seyahat yapmış sanırdı.
Sayfa 35 - Alkım Yayınları
Kabil’le New York arasındaki farkların çoğuna İstanbul’un iki semti arasında kolayca tesadüf edilir.
Sayfa 35 - Alkım Yayınları
Kimi adam vardır ki sabahtan akşama kadar oturur ve düşünür. Onun bir hazine-i efkarı vardır, yani fikir cihetinden zengindir; kimi adam da vardır ki sabahtan akşama kadar ayak üstü çalışır, mesela bir rençber fakat yaptığı iş dört tuğlayı üstüste koymaktan ibarettir. Evvelki insan tembel görünür velakin çalışkandır, diğer insan çalışkan görünür velakin yaptığı iş sudandır. Zira birisi maneviyat ile zihin gayretiyle yapılan iştir; öbürü vücut ile bedenle yapılan iştir. Maneviyat daima daha alidir, vücut sefildir. Yapılan işlerin farkı da bundandır.
Sayfa 57 - Alkım Yayınları
Zira, nihayet, ferdin seciyesi, diğer fertlerle münasebetine göre değişen canlı ve mütehavvil bir şeydir ve bir çok hallerde karşısındaki seciyenin makusu olmaya mahkumdur.
Sayfa 110 - Alkım Yayınları
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.