Eseri ilk defa ne zaman okudum hiç hatırlamıyorum ya lise zamanlarımdı ya da üniversite. Alt metnini anlamamış olmalıyım ki şimdi yeniden elim kütüphanemde bu kitaba gitti. İyi ki gitmiş. Soyut bir kavram nasıl olur da kelimelerle sanki elle tutulabilir ve gözle görülebilir gibi anlatılabilir?
Hem fiziksel hem de ruhsal acıyı derinlemesine hissettirdi bana bu kitap. Hatta bununla da kalmadı, duygusal acının fiziksel acıyı nasıl tetiklediğini de anlattı. Kitapta bir yerde doktorun tedavi için önerileri sıraladığı bir vakit çocuk içinden hastanın psikolojisinin de iyi olması gerektiğini neden söylemiyorlar tarzında bir yakarışta bulunuyor. İşte burada anlıyorum ki evet hastalığından dolayı acı çekiyor ama içinde, kalbinde oluşan hasar bu hastalığın gitmesine izin vermiyor.
Hastanenin kapısından son kez çıkarken de hem aşkının hem de dizinin acısını içeride bırakıyor sanki.
Kısa ama etkileyici bir kitaptı, okunmalı okutulmalı kesinlikle.