“İkinci”sini emri altına alamayan ve susturamayan birincinin sevmeye kabiliyetinden ve sevilmeye liyakatinden şüphe etmeliyiz. Şüphe değil, emin olmalıyız ki, bir türlü sonu gelmeyen iç savaşlarla ikinciye karşı zafer elde edemeyen o zavallı aşkın ferahlığından ve tarif edilemez bahtiyarlığından mahrum kalmaya ebediyen mahkûmdur.
“Bilmiyorum,” dedi, “tuhaftır hayvanları çok severim ama çocukları sevmem.” -Hayvanlar daha az fedakarlık istedikleri için mi? Sustu. Epey düşündükten sonra: “Belki,” dedi.
Reklam
Durakladım. Sevişmeyi bir his alışverişinden ibaret gören bu iptidai düşünceyi ona yakıştıramadığımı sezdiren gözlerle yüzüne baktım.
Ben mâlumum. Yani sayısız imkânlar arasında gerçekleşmiş ve donmuş bir imkânım. Ben bir şeyim, meçhul her şeydir. Fakat.. unutma ki, ben varım; meçhul, yoktur. O, sadece olabilir, fakat olmayabilir de! Ben bir realiteyim, o bir imkândır. Bu farkı anlamayan bir aşka sen beni inandıramazsın.
...koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev ...
Sayfa 411 - Ötüken neşriyat yayınları 47. basımKitabı okudu
Şimdi o, yeni tayyörünün içinde geçirdiği şekil inkılabının heyecanıyla mest, benden başkalarına ait dikkatler arayan görünüş kazancının onu yeryüzünün milyonlarca lüks tavuğunda müşterek bir koketri servisine ve terzi makasından çıkma kuklalar serisine düşüren bir kayıp olduğunu bilmiyor.
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.