Peygamber Efendimiz buyurmuşlar ki ; "Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz." Tirmizî, Kıyâmet-53.
Oruç Tutma Kılavuzu
1. Niyet mühim, hem de çok. Niyet ettim Allah rızası için oruç tutmaya. Bu asgarisi niyetin, olmazsa olmazı! Peşinden kalben şöylece niyaz eylense pek güzel olur: Ya Rabbi! Orucu sen emrettin, ben tutmaya gayret ediyorum ama acizim, bilmem, güç yetiremem. Peygamber Efendimiz başta olmak üzere sevdiğin kulların oruçlarını nasıl tutuyorsa bana da
Reklam
Peygamber ﴾ﷺ﴿ Efendimiz buyurmuşlar ki: (Et-tâibü mine’z-zenbi kemen lâ zenbe leh) “Günaha tevbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibidir. (Ve’lmüstağfiru mine’z-zenbi ve hüve mukimin aleyhi) Günahta mukim iken, günaha müdâvim iken, isyanda devam ederken, ‘Estağfiru’llah’ diyen kimse de, (ke’lmüstehzii bi-rabbihî) Rabbiyle alay eden insan gibidir.”
Peygamber Efendimiz ﷺ buyurmuşlar ki ; "Müslümanın müslüman kardeşini küçük görmesi, kötülük olarak ona yeter." Tirmizî, Birr, 18.
İslâm'ın herkesi kapsadığını ver herkesi kucaklayan bir din olduğunu bilmemize rağmen neden Müslümanlar bunun aksi yönde duygularla hareket edebiliyorlar? "Müslümanlık" pırlanta gibi. Dolayısıyla bir şey çok kıymetli olun çok kıymetli bir din; elmas gibi, ca, onun hakikatini idrak eden yâni elması almaya kudreti olan kişi dünyada enderdir... Kimi şekliyle yetinir, kimi ibâdetiyle yetinir, kimisi de bütün o ibâdet ve şeklin arkasındaki hakikate yönelir. Hakikate yönelemeyenler ve onu belli kavramlar içinde tutanlar, maalesef Kur'an'da söylenen âyetlerin gerçek mânâlarını anlayamayınca oradan "düşman" diye bir grup oluşturdular. İslâm adına terör yapanlar gibi... Hâlbuki İslâm'da düşman nefsimizdir. Hatta Peygamber Efendimiz'e, "Ebû Cehil'e niçin beddua etmiyorsun, kızmıyorsun?" dediklerin de, "Bizim dinimiz sevgi dinidir; beddua, kızgınlık, lånet dini değil." buyurmuşlar. Demek ki Peygamber ahlâkını giyinmeyi unuttuğumuz için ve tekrar câhiliye devrine döndüğümüz için İslâm'ın da hakikatini algılamaktan çok uzağız. Burada kabahati dışarıda değil, kendimizde aramak lazım. Bütün bunlardan yanlış ile mücadele etmediğimiz anlaşılmasın. Yanlış ideolojiler ve yanlış düşünceler vardır. Hakiki Müslüman, kişilerden çok bu yanlışlarla mücadele etmelidir. İşte İslâm'ı bu anlayıştan kurtarmanın tek yolu, anlatmaktan çok İslâm'ı yaşamaktır; hâliyle, tavrıyla ve ahlâk-ı Muhammedi ile...
Sayfa 35 - Nefes yayınlarıKitabı okudu
Hazreti Hüseyin henüz süt emmekte idi, hastalanmış sabaha kadar uyumamıştı... Sabaha doğru biraz uyur gibi olmuş, hazreti Fatıma Validemiz de vakitten istifade ederek sabah namazını kılıp yatmışlardı. Mescid-i Şerifte sabah namazını kıldıran Resul’ü Ekrem Efendimiz adeti üzere kızı Fatıma’nın seadetli evine teşrif etmişlerdi. Kapıya defalarca vurur, fakat hz fatıma uyanmayınca, efendimiz sav şöyle seslenir; “Ey kızım Fatıma, Peygamber kızıyım diye sakın namazı terketme! Beni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, namazını vaktinde kılmadıkça cennete gireceğini zannetme!” buyurmuşlar ve namazın hiçbir suretle ihmal edilemeyeceğini beyan buyurmuşlardır. Ondan sonra hazreti Fatıma; “Canım babacığım, sabaha kadar uyumadım... Sabah namazını kılıp da yattım...” deyince, Peygamber efendimiz “Müjdeler olsun sana ya kızım Fatıma, Ahirette böyle sıkıntılar görmeyeceksin” buyurdular. Peygamber efendimiz sav bile ahirette kızı için bişey yapamıyorsa , biz namaz kılmazsak Allah’a nasıl hesap vereceğiz? Ayette buyurduğu gibi; inandık demekle kurtulacağınızı mı sandınız? (Ankebut) Amel etmemiz lazım..
Reklam
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.