Peygamber efendimiz(sav) sevinince toprağa, üzülünce gökyüzüne bakarmış. Çünkü yerde tevazu, gökte ferahlık vardır.
Merhabalar arkadaşlar, sizlere çok mühim bir konu hakkında bilgi vermek istiyorum . Bugün ne olduğunu belki kimse bilmeyebilir. Hak veriyorum ama normalde bütün müslümanların bugünün ne olduğunu bilmesi gerek . Bugün ,peygamber efendimiz Hz .Muhammed sav efendimizin doğum günü . Bu günü hatırlatan herkese , kıyamet gününe kadar dua edilecektir . Lütfen size söylüyorum bugünün tarihini hiç unutmayın !!
Reklam
EFENDİMİZ (SAV)'İN TEBLİĞ METODU
Hz. Enes (ra) anlatıyor: Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resûlullah (sav)'ın yanına gelip; "Ey Allah'ın Resûlü (sav)! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, (çiftçubukla uğraşan) köylüler değiliz." dediler. Bu sözleriyle, Medine'nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. Resûlullah, onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın (bulunduğu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve bevillerinden içmelerini söyledi. Gittiler, Harra bölgesine varınca, İslâm'dan irtidâd ettiler. Hz. Peygamber (sav)'ın çobanını da (gözlerini oyup el ve ayaklarını keserek) öldürüp develeri sürdüler. Haber, Hz. Peygamber (sav)'e ulaştı. "Resûlullah, derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı (yakalanıp getirildiler). Gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve Harra'nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terkedilmelerini emretti." (Buhârî, Muhâribin 16, 17, 18, Diyât 22, Vudû 66, Zekât 68, Cihâd 152, Megâzî 36, Tefsir, Mâide 5, Tıbb 5, 6, 29; Müslim, Kasâme 9, (1671); Tirmizî, Tahâret 55, (72), Et'ime 38, (1846); Ebû Dâvud, Hudud 3, (4364-4371); Nesâî, Tahrimu'd-Dem 7, (7, 93-98); İbnu Mâce, Hudud 20, (2578) / Maide Suresi 33. Ayet)
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
“MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) ALLÂH’IN RESÛLÜ VE İNSANLARIN EFENDİSİDİR”
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri buyurdular: Bütün insanların en faziletlisi olan Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin fazileti hakkında rivâyet olunanların birkaçını yazarak, âhiretteki kurtuluşa vesile kılmak istedim. Ancak ben sözlerimle onu methediyor değilim, bilakis onun vesilesiyle sözlerimi güzelleştiriyorum... Ben derim ki: “Şüphesiz,
Bal
Peygamber Efendimiz sav. buyuruyor: "- Üç şeyde şifa vardır: Bal şerbeti içmekte, kan aldırmakta ve dağlama yaptırmakta, fakat ben dağlamayı sevmem. Bal, bütün hastalıklara şifadır. Çünkü yetmiş peygamber onun şifası ve bereketine dua etmişlerdir. Yine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyor: "-Her ayın üç günü sabah bal yiyen kimseye büyük bir hastalık gelmez, felçten uzak kalır." Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- anlatıyor: Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurmuştur: "Bir kimse her ayda üç gün şafak vakti aç karnına bal yese o ay içinde hastalklarla ilgili belâlardan ve âfetlerden emin olur." Hadis-i Şerif
Reklam
Üzüm
Efendimiz (sav.) üzümün yaşına da, kurusuna da bereketli olması için duâ etmiştir. Üzüm, en sevdiği meyvelerden biridir. Üzümü, salkımının altından başlanarak yenmesinin sünnet olduğu rivayet edilir. Ziyad b. Ebi Hind anlatıyor: "Peygamber Efendimize kuru üzüm gönderdi, bunun üzerine şöyle buyurdu: "Kuru üzüm ne güzel yiyecektir. O sinirleri sağlamlaştırır, hastalıkları giderir, kızgınlığı sakinleştirir, ağız kokusunu güzelleştirir, balgamı keser, benzi hoş eyler." Hadis-i Şerif
Süt
Peygamber Efendimiz sav. sütü severdi. Şöyle buyururdu: "Yüce Allah bir kişiye süt ikram ederse, o kimse sütü içeceği zaman; 'Allah'ım bize bu sütü bereketli kıl, bize daha çok süt ihsan et.' diye dua etsin. Çünkü yiyecek ve içeceklerin yerini tutan, açlığı ve susuzluğu yerini tutan, açlığı ve susuzluğu gideren sütten başka gıda bilmiyorum demiştir." Hadis-i Şerif
Kabak
Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre, Peygamberimizin sav. sevdiği bir yiyecek de kabak idi. "Çünkü o, zikrullah esnasında kalbe rikkat verir." buyururlardı. Vasilet Bin Eska'dan aktarıldığına göre Peygamber Efendimiz sav. buyrumuşlardır ki: "Kabak aşı yiyin. Kabak aklı artırır ve beyine kuvvet verir." Hadis-i Şerif
Allah'ım; şeytanın vesvesesinden, nefsimin eğlencesinden, senin azabından, cinlerden, insanlardan, zenginlikten, fakirlikten, kötü eşten, hayırsız evlat olmaktan, senin yolunda eğitmenlik yapamayacak öğretmen, anne ve eş olmaktan, güzeli görememekten ve arayamamaktan, iyi ile birleşmemekten, kötü ile arayı kapatmaktan, boş vakitten, tembellikten, ölümü unutmaktan, dünyayı sevmekten, zalimlerden olmaktan, zalimleri desteklemekten veya ortak olmaktan, görememekten, duyamamaktan, anlayamamaktan, doğruya adım atmakta zorlanmakta ve bunu zorlaştıracak insanları önemsemekten, şirk koşmaktan, ilk sıraya seni koyamamaktan, özentiden, gösterişten, edep yoksunkuğundan, yaşlıya çocuğa ve yaşıtlarıma kötü örnek olmaktan, kardeşlerimi sevgisiz ve ilgisiz bırakmaktan, ailemi ve akrabalarımı gözetmeyi terketmekten, evliliği de işi de aşı da senin rızanı gözetmeden yapmaktan, cehennemden, günahlarımın ağır basmasından, tövbeyi önemsememekten, sıratten geçememekten ve düşmekten, kitabımı sol elime almaktan, bu dünyadaki ve öteki dünyadaki ateşten, İslam'dan günden güne uzaklaşmaktan, bilip uygulayamamaktan, uygulayıp hissetmemekten, ümitsizlikten, tükenmişlik ten, gelecek kaygısından, stres ve beni kötüye götrecek üzüntüden, Peygamber Efendimiz sav in sana sığındığı her şeyden ve senin "Bundan bana sığının" dediğin her şeyden sana sığınırım. Merhametine sığınırım, şefaatine ve şefkatine sığınırım. Bizleri affet sen affedenlerin en hayırlısısısın. Amin🤎
Reklam
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur: "Size yorulmadan yapılan en kolay ibadeti bildireyim; o da susmak, boş laf konuşmamak ve güzel ahlaktır."
Abdullah b. Uveys (r.a) ne hissetti? Hani Rasûlullah (sav) asasını ona verdi ve: “Seni cennette elindeki bu asadan tanıyacağım” dediğinde! Bilal (ra) o gece nasıl uyudu? Peygamber (sav) ona: “Cennette terliklerinin sesini duyuyorum” dediğinde! Ya Hatice (ra) annemiz nasıl uyudu? Peygamber (sav) ona: “Cebrail sana Allah’ın selamını getirdi” dediğinde! Peygamber efendimiz (sav) kiminle tanışsa onu büyük bir aşkla severdi. Bazıları bu sevgisini kelimelere dökerdi. Mesela Amr b. el-Âs (ra) ona olan sevgisini şöyle anlatıyor: “Hiçkimse bana Resûlullah’tan daha sevgili olmadı. Benim gözümde ondan daha üstün hiçkimse yoktu. Ona olan saygımdan başımı kaldırıp yüzüne bakamazdım. Ve ben ona hiç doya doya bakmadım. Benden onu tarif etmem istense, edemezdim. Çünkü onun yüzüne bakmaya bile kıyamazdım.” Allah’ım bizleri de onların sevgisi gibi sevmeyi nasip eyle. Âmin. Dr. Fatma Çetin
Kudüs Hüznü Sehr-i Kudüs
" Ey yüceler yücesi rabbim peygamber efendimiz (sav) ile konuşacağın zaman bu konuşmadan önce bir sadaka verin diye buyurursun..." Benim senden başka kimsem yok, Siluetimde çocuklarımızdan başka kimsemiz yok, Gölgelerimizde şehit olan Kudüs annelerimizden başka kimsemiz yok. Kabul buyur yüce rabbim, Sesimizi duy yüce rabbim. Rahman
Rivayet edilir ki bir gün Peygamber Efendimiz (SAV) tek başına otururken Hazreti Ali (r.a) yanına geliyor. "Sizi çok dertli gördüm. Bir probleminiz mi var?" diyor. Efendimiz (SAV), "Bana Miraç'da verilen sırları düşünüyorum, ya Ali!" cevabı veriyor. Hazreti Ali de "Birazını benimle paylaşabilir misiniz?" diyor. Efendimiz (SAV), "Ya Ali, kaldıramazsın." diyor. Peygamberimiz (SAV) Hazreti Ali'yi (r.a) çok istekli görünce sırlarının bir kısmını anlatıyor. Hazreti Ali (r.a) o sırları duyduğu anda göğsünde bir kabarma, taşkınlık hissediyor. Söylemek, bağırmak istiyor. Ama sırdır, söyleyemiyor. Hemen Mekke'nin dışına çıkıyor. Kör bir kuyu buluyor. Ve o kuyuya bağıra bağıra içindekileri anlatıyor. Sonra rahatlıyor. O su vermeyen kuyu, Hazreti Ali'nin (r.a) verdiği sırları kaldıramayarak taşmaya başlıyor. Su taşınca suyun çevresindeki kamışları besliyor. Kamışlar zamanla büyüyor. Bir gün oradan geçen bir çoban, rüzgarın kamışlarda çok hoş bir ses çıkarttığını fark ediyor. Kesip, belirli işlemlerden geçirip onu üflemeye başlıyor. Bir gün Hazreti Muhammed (SAV) ile Hazreti Ali (r.a) develeri ile oradan geçerken bu çobanın çaldığı kamışın sesini duyuyor. Efendimiz (SAV) devesini durduruyor. Hazreti Ali'ye (r.a) dönüp, "Ya Ali, sen benim sırlarımı birine mi anlattın?" diye soruyor. Efendimiz' in (SAV), "Bu kamış parçası kıyamete kadar benim sırlarımı taşıyacak, sadece kalbi açık olanlar duyabilecek." buyuruyor..
Resim