Çok Değiştin Kimi Örnek Alıyorsun?
Asrısaadette doğan on binlerce yıldız var ama Onlar rasululahın semasında parlayan ilk yıldızdırlar. En önce O.Fahri kâinatın muhterem zevcesi. İslamdan önceki vasfı Tahire yani temiz; İslamdan sonraki vasfı Kübra yani büyük. Müminlerin annesi Temiz ve büyük Hz.HATİCE. Anneleriyle birlikte islama girdiler peygamberin gül çiçekleri. Rukayye,
Zevksiz yaşıyorum. Tatsız tuzsuz. Kimse beni kandırmıyor. Beni kimse pastadan evlerle besleyip şişmanlatmıyor. Kazanlar hep bensiz kaynıyor. Ekmeklerden pusula yapsam; gelip biri bozmuyor. Kuşlar da mızıkçı değil. İstesem uçmayı, istesem kanatlarını bırakıp gidecek kuşlar. Ne bir kurt yoluma çıkan, ne pençe ne tüfek. Başlıklar hep kırmızı
Neymiş efendim; Atatürk, Cumhurbaşkanı olduktan ve bütün kuvvetleri avucunda topladıktan sonra, tavrı değişmiş, Hz. Muhammed’den “Arab oğlu” Kur’an-ı Kerimden de “O Arab oğlunun yaveleri”, yani saçma sapan sözleri diye bahsetmiş. Kaynak kim; Kâzım Karabekir! Bunları ciddiye alıp yazan ve televizyon televizyon gezip iştiyakla anlatan kim? Bir
Hatemünnebiyyin
İslam inancının temel esaslarından birisi de hiç şüphesiz peygamberlere imandır. Onlar, ilahi buyrukları insanlara iletmek için seçilmiş, üstün ahlakî niteliklere sahip mümtaz şahsiyetlerdir. Hz. Muhammed’e iman etmenin ayrılmaz bir unsuru, onun “peygamberlerin sonuncusu olduğuna inanmaktır. Hâtemü’n-Nebiyyin Hz. Muhammed’in gelişiyle nübüvvetin sona erdiğini ifade eden bir tabirdir. Bu kavram Allah ile kulları arasındaki elçilik görevinin sona erdiğini belirtir. Bu husus aynı zamanda, Hz. Peygamber’den sonra bu görevin İslam ümmetine tevdi edildiği ve kıyamete kadar böyle devam edeceği anlamına da gelmektedir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resülü ve nebilerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir” (Ahzâb, 33/40). Hadislerde de Hz. Muhammed ile peygamberliğin sona erdiği durumu herhangi bir yoruma imkân vermeyecek kesinlikte ifade edilmiştir.
Susmayan beynim yüzünden sabah sabah aklıma rahmetli Hc. Abbas dedemle memleketimiz Kars'ta yaşadığımız bir anı geldi aklıma. Dedem genelde öyle şeyleri bilerek yaşatır ki bizzat öğreneyim diye bazen böyle şeyler yaşardık. Ben meseleyi anlayınca oda kendi bildiklerini de üzerine eklerdi. Yani dedemle yaşamak 7/24 müptezel gibi kitap okumak
Sahabe Efendilerimizden Namaz Tavsiyeleri
Abdullah b. Mes’ud (R.A.): İnsan namazda bulunduğu sürece padişahın kapısını çalmaktadır. Padişahın kapısı, onu sürekli çalanlar için mutlaka açılır. Bütün ihtiyaçlarınızı farz namazların üzerine yükleyiniz. Yani, Allah’tan ne isteyecekseniz farz namazlarınızla isteyiniz. Çünkü farz namazlar ihtiyaçlarınızın görülmesine vesile olur. Ve biliniz
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm’ın Gözleri Yaşartan Öğüdü
Sahâbe, Resûl-i Ekrem’in sözleri karşısında ürperir, kalpleri titrer ve gözlerinden yaş akıtarak ağlarlardı. Bütün bunlar, samimiyetle inanmanın, itaat arzusu içinde olmanın, Allah ve Resûlü’nü sevip, saymanın birer göstergesidir. Kur’an ve Sünnet karşısında bizlerin de örnek almamız gereken davranışlardır. Ebû Necih İrbâz İbni Sâriye Radıyallahu
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
Hz. Osman (ra)
İKİ NUR SAHİBİ HAYIRLI EŞ: HZ. OSMAN (RA) Müslümanların âdeta varlık-yokluk mücadelesi verdiği Bedir’de savaş tüm hızıyla sürerken Hz. Osman Medine’deydi. Resûlullah’ın emaneti, sevgili eşi Rukiyye’nin başında bekliyordu. Savaşa katılamamanın burukluğu bir yana kızamık hastalığına yakalanan gencecik eşinin durumunun günden güne ağırlaşması onu daha da üzüyordu. Allah Resûlü henüz Bedir’den dönmeden, kızı Rukiyye vefat etti. Hz. Osman biricik eşini yalnız başına ebedî âleme uğurluyordu. Artık Allah Resûlü’yle olan akrabalığı sona eriyordu. Hayâsı, güzel ahlakı ve cömertliğiyle örnek olan Hz. Osman, daha sonra Hz. Peygamber’den şu müjdeyi aldı: Rukiyye ile yaptığı hayat arkadaşlığı gibi bir arkadaşlık yapmak üzere, Yüce Allah Ümmü Gülsüm’ün nikâhını da ona kıydığını haber vermişti. (İbn Mâce, Sünne, 11/3). Böylece Resûlullah’ın iki kızıyla evlenme bahtiyarlığına eren ve onlara hayırlı bir eş olan Hz. Osman, diğer bütün üstün meziyetlerinin yanı sıra “Zünnûreyn (İki Nur Sahibi)” lakabıyla anılır oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı
Bir rivayete göre Magdalena, İsa peygamberden ayrıldıktan sonra fahişe oluyor. Diğer bir rivayete göre de İsa peygamber, onunla fahişeyken tanışıyor.