Allah’ım, sabırların en büyüğünü verdiğin Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) gibi sabırlı olamasam da emin ol ki O’nun sabrını kendime örnek alıyorum, başkasınınkini asla…
Hasan-ı Basrî (r.a.): «İlmi öyle bir şekilde isteyiniz ki, ibâdete mâni olmaya ve ibâdeti de öyle isteyiniz ki, ilme mâni olmaya!»> demiştir. Bu böyle olunca kula her ikisi de beraber lâzımdır. Şüphesiz ilim, başka şeylere tekaddüm etmede daha daha efdaldır. Çünkü o (ilim) asıl ve rehberdir. Bunun için Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: «İlim amelin imâmı, amel ise ilmin tâbii (cemâati) dır.»
Reklam
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ümmetine karşı kemal-i şefkat ve merhametini ifade ediyor. Evet rivayet-i sahiha ile mahşerin dehşetinden herkes hattâ enbiya dahi "nefsî, nefsî" dedikleri zaman, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm "ümmetî, ümmetî" diye re'fet ve şefkatini göstereceği gibi, yeni dünyaya geldiği zaman ehl-i keşfin tasdikiyle vâlidesi onun münacatından "ümmetî, ümmetî" işitmiş. Lemalar - 19 -Ən sevdiyim hissəyə gəldik Peyğamberimiz(s.a.v)danışılan hissəyə
Din nedir? Diye sordular. "Din Ahlaktır." Dedi Peygamberimiz (s.a.v)
Dördüncü Ficar Harbi’nde çok kan aktı ve birçok kişi hayatını kaybetti. Arap kabileler arasındaki düşmanlık, kin ve nefret duyguları daha da arttı. Özellikle de dışarıdan gelenler için artık Mekke’de can, mal ve namus güvenliğinden söz etmek mümkün değildi. Bu sebeple Mekke’nin ileri gelenleri bir araya gelerek haksızlıklara dur demek için Hılfu’l-Fudûl Cemiyeti’ni kurdular.
Sayfa 43 - Tilki KitapKitabı okudu
Peygamberimiz (a.s.m) yirmili yaşlardayken Ebû Tâlib’in kendisini birkaç defa götürmesi üzerine Dördüncü Ficar Muharebesi'ne bu katıldı; ancak sadece atılan düşman oklarını toplayarak amcasına vermekle yetindi.
Reklam
Ebû Tâlib haram aylar olduğu için Dördüncü Ficar Muharebesi'ne katılmak istemedi. Ancak Kureyş kabilesinin diretmesi üzerine katılmak zorunda kaldı.
Ficar Muharebeleri haram aylarda meydana geldiği için bu ismi almışlardı. Araplar arasında Ficar Muharebeleri dört defa oldu.
Araplarca Muharrem, Receb, Zilkade ve Zilhicce ayları mübarek sayılırdı. Bu aylarda her türlü kötülük yasaktı. O yüzden bu aylara haram aylar deniliyordu.
Rahip Bahîra'nın tavsiyesi üzerine Ebû Tâlib, ticaret mallarını bulundukları yerde sattı ve Peygamberimiz (a.s.m) ile tekrar Mekke’ye döndü.
Reklam
Bahîra Ebû Tâlib’e: “Bu yeğenin ile hemen Mekke’ye dönün! Şayet benim gördüklerimi hasid Yahudiler de görürlerse yeğenine kötülükte bulunurlar. Zira bu çocuk gelecekte çok büyük şan ve nam kazanacaktır. Durma, hemen onu geri götür.” dedi.
Rahip Bahîra daha sonra Peygamberimiz (a.s.m)’ın amcası Ebû Tâlib’e bazı sorular sordu: - Bu çocuk senin neyin oluyor? (Araplarda amca ve dede, babanın olmadığı yerde baba yerine geçerdi.) Ebû Tâlib: - O benim oğlumdur. Rahip Bahîra: - Bu çocuk senin oğlun olamaz. Onun babasının vefat etmiş olması lazım. Ebû Tâlib: - Doğru, o benim yeğenimdir. Rahip Bahîra: - Babasına ne oldu? Ebû Tâlib: - Daha bu çocuk doğmadan vefat etti. Rahip Bahîra: - Evet, doğru söyledin!
PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.V.) FETİH HUTBESİ
Mekke’nin fethinden sonra Kâbe-i Muazzama putlardan temizlendi. Bütün halk Kâbe’nin etrâfına toplanmışlardı. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) üç kere tekbir getirip, Allâhü Teâlâ’ya hamd ü senâda bulunduktan sonra şöyle bir hutbe okudular: “Allah birdir. Ondan başka ilah yoktur. Onun şerîki (ortağı) ve nazîri (benzeri) yoktur. O
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor: Kim sevdiği bir kimsenin kabrini ziyaret etse ve selâm verip yanında biraz otursa, (kabirdeki mevta) selâmını alır ve kalkıp gidinceye kadar onunla huzur bulur. (Deylemî)
Sayfa 82 - www.tomorhoca.com Adapazarı 2022, 8. BaskıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.