Kitaba başlarken büyük bir beklenti içindeydim beklentim karşılandı ama benim düşüncem aristoteles'in klasik bir dedektif gibi olacağını sanmıştım. Ama kazın ayağı öyle deyilmiş klasik bir dedektif gibi olay yerini araştırmıyor delil toplamıyor yinede cinayeti aydınlatan aristoteles oldu.
Olay şöyle gelişti Cinayeti işlemekle suçlanan Philemon kuzeni olan stephanos kuzenini aklamaya çalışıyor. Stepanos aristoteles'in eski öğrencisi ve kuzenini aklamak için aristoteles'den yardım istiyor. Tavsiyeler alıyor. stepanos delilleri topluyor araştırma yapıyor sonra herşeyi aristoteles'e anlatıyor. Filozof arka planda görünsede çok zekice işlenmiş bu cinayeti zekasıyla çözüyor. Kitabı okurken keyif aldım beklediğim gibi olmasada okumak keyifliydi. Bu kitap bir dizi dedektif aristoteles dizisi ama her kitap da konular farklı. Belki diğer kitaplarda aristoteles daha dedektif gibidir. Dizinin diyer kitaplarını da okuyacağım. Hepinize kitaplı günler.
ruhta, benim üretmediğim şeyler vardı . kendilerini üretiyorlar ve yaşamlarını sürdürüyorlardı . philemon, benim dışımda bir gücü simgeliyordu. fantezilerimde onunla konuşurduk... düşünceleri kendimin ürettiğini sandığımı , ama aslında düşüncelerin bir ormandaki hayvanlar, bir odadaki insanlar ya da havadaki kuşlar gibi olduklarını düşündüğünü söylerdi. bir odada ki insanları gördüğünde, o insanları senin yarattığını ya da onlardan senin sorumlu olduğunu düşünmezsin, değil mi? diye de eklerdi. ruhsal nesnelliği ve ruh gerçeğini bana öğreten o olmuştur.
baukis ve filemon kıt kanaat yaşayan, ömürlerinin sonlarında, günümüz bergaması'nda tepenin üstünde bir köy evinde günlerini geçiren bir çift. tebdil-i kıyafet köye gelen zeus ve oğlu hermes gün boyu geceyi geçirip, karınlarını doyurabilecekleri bir yer arar dururlar. gün sonunda insanların kabalıklarından asabı bozulan zeus, tam vazgeçmek
"Baukis ve Philemon"
Bir Yunan öyküsünde geçen iki karakter:
Tek dilekleri beraber ölmek olan yaşlı bir karı koca. Sonunda tanrılar onları dalları sonsuza dek birbirine sarılmış iki ağaca çevirmiş.
Ruhta, benim üretmediğim şeyler vardı. Kendilerini üretiyorlar ve yaşamlarını sürdürüyorlardı. Philemon, benim dışımda bir gücü simgeliyordu. Fantezilerimde onunla konuşurduk... Düşünceleri kendimin ürettiğini sandığımı, ama aslında düşüncelerin bir ormandaki hayvanlar, bir odadaki insanlar ya da havadaki kuşlar gibi olduklarım düşündüğünü söylerdi. 'Bir odadaki insanları gördüğünde, o insanları senin yarattığını ya da onlardan senin sorumlu olduğunu düşünmezsin, değil mi?' diye de eklerdi. Ruhsal nesnelliği ve ruh gerçeğini bana öğreten o olmuştur. (Jung 2001: 195)
CERIMON
Şu zavallılara ateş ve yiyecek bul;
Belalı, fırtınalı bir gece oldu.(Philemon çıkar )
UŞAK
Çok fırtına gördüm; ama böyle bir geceye
Rastlamadım şimdiye kadar.
Tüccar gençliğin sefahata düşmesinden kar sağlar, çiftçi buğdayın pahalanmasından, mimar evlerin yıkılmasından, hukukçu insanların davalı, kavgalı olmasından, din adamlarının şan, şeref ve görevleri bile bizim ölümümümüze ve kötülüklerimize dayanır. Yunanlı komedya şairi Philemon, hiç bir hekim dostlarının bile sağlığından hoşlanmaz, demiş, hiç bir askerde yurdundaki barıştan. Daha da kötüsü, herkes içini yoklasa görür ki gizli dileklerimizin birçoğu başkasının zararına doğar ve beslenir.
Tüccar gençliğin sefahata düşmesinden kâr sağlar, çiftçi buğdayın pahalanmasından, mimar evlerin yıkılmasından, hukukçu insanların davalı, kavgalı olmasından; din adamlarının şan, şeref ve görevleri bile bizim ölümümüze ve kötülüklerimize dayanır. Yunanlı komedya şairi Philemon, hiçbir hekim dostlarının bile sağlığından hoşlanmaz, dermiş, hiçbir asker de yurdundaki barıştan. Daha da kötüsü, herkes içini yoklasa görür ki gizli dileklerimizin birçoğu başkasının zararına doğar ve beslenir.