Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Phyllis ve Rosamond
Kendisinin en derin keşiflerinin başka araştırmaların başlangıç noktası sayılması, bir sonuç olarak görülmemesi şaşırttı onu.
224 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Pazartesi ya da Salı, Virginia Woolf’un öykülerinden oluşan bir kitap.Kitap Woolf’un yazdığı ilk öykü olan Phyllis ve Rosamond öyküsü (Haziran 1906) ile başlayıp, ölümünden kısa bir süre önce bitirdiği (1941) Kaplıca öyküsü ile son buluyor.Böylece yazarın öykü yazımındaki değişimini görmek mümkün.Kimi öyküler geleneksel anlatıma sahipken kimi öyküler deneysel nitelikte.Yazdığı romanların karakterlerine de rastlıyoruz kimi öykülerinde.Virginia Woolf’un ölmeden önce yayımlanmış tek öykü kitabı Pazartesi ya da Salı.Ölümünden sonra eşi Leonard Woolf diğer öykülerine, ilk öykü kitabından aldığı altı öyküyü de ekleyerek Perili Ev adında bir öykü kitabı daha yayımlamış. Virginia Woolf’un diline, anlatımına yabancı değilim fakat bu kitaptaki öyküleri okurken çok sıkıldım.Kötü bir zamanlamaydı sanırım benim için.
Pazartesi ya da Salı
Pazartesi ya da SalıVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016441 okunma
Reklam
Phyllis ve Rosamond
yanında bulunanların değişmeyen çirkinliğine uygun düşsün diye çirkin bir kalıp içinde gelişmeye zorlanmış bir hayat
224 syf.
6/10 puan verdi
·
39 günde okudu
Virginia Woolf ilk ürünlerini 1900'lerde vermeye başlayan devrim niteliğinde konuları ele alan kadın yazar. Romancılığında çokça kullandığı bilinç akışı tekniğinin ilk adımları öykülerinde hissedilir. Bu kitap Pazartesi ya da Salı, onun ilk ve son öyküsünün de bulunduğu öykü kitabıdır. Çevirmen bunu yazarın eserindeki gelişmeyi göstermek için
Pazartesi ya da Salı
Pazartesi ya da SalıVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016441 okunma
Phyllis ve Rosamond
O kadar çok şey istiyoruz ki, evliliği asla kendi başına, olduğu gibi ya da olması gerektiği gibi göremiyoruz. Evlilik hep başka pek çok şeyle iç içe. Özgürlük ve arkadaşlar ve kendi eviniz ve ah, sizin sahip olduğunuz çok şey demek oluyor.
Phyllis ve Rosamond
Elimizdeki portrelerin neredeyse tamamı, ortalıkta caka satarak, şişinerek yürüyen erkek cinsine ait olduğundan, karanlıkta kalmış pek çok kadından birini örnek almaya değer gibi görünüyor. Çünkü tarihi ve biyografileri inceleyen her aklı başında insan, karanlıkta kalan bu kişilerin işgal ettiği yerin kukla gösterisindeki kuklacının elinin işgal ettiği yerden hiç farklı olmadığına ikna olacaktır.