Dünya dışardaydı, milyonlarca insan vardı dışarıda, köpekler, kediler, sincaplar, binalar, sokaklar ama önemsizdi. Sadece bir baba, ustura kayışı, banyo ve ben vardım.
"Abbas: - neden birşey söylemiyorsun Hamide? - Tek bir kelime söylesen yüreğim şifa bulur ve bütün hayatım değişir.
-Tek kelime ruhuma umut ve mutluluk verir.
-Belki de sana olan aşkımın bana ne yaptığının farkında değilsin.
-Uyuşukluğumdan uyandım. Yarın yepyeni bir insan olduğumu göreceksin.
....
Hamide :Allah seni başarılı kılsın... "
" öbür dünyada ne giyeceğini düşünüp kaygıya kapılma. İnsan yeryüzündeki zamanının çoğunu çıplak geçirir, ama ne kadar yoksul olursa olsun, mezarın eşiğini geçerken çıplak olamaz."
Cinsî ihtibaslardan2 histeriye uğramış yarım tahsilli genç kızlar için yazdığı sulu romanının cildlerine dayanarak kendisine "en çok okunan halk muharriri" sıfatını takan şımarık şarlatanlar var.
Kitle için yazdıklarını zanneden muharrirlerimiz ise en gülünç olanlarıdır. Kitle ile beraber ıstırap çekmiyen, halkın sevinci ile yüzü gülüp onun isyanı ile şaha kalkmıyan, nabzı kitlenin nabzile ayni tempoda atmıyan adamın kitleye "sen" diye hitabetmesi hattâ gülünçten de ileri bir şeydir.