15 Eylül 1973'te, yani Pinochet darbesinden dört gün sonra, adı sonradan Victor Jara Stadyumu olarak değiştirilen Şili Ulusal Stadyumu'nda toplanan binlerce devrimciden biri olan Jara, burada gördüğü işkencenin ardından öldürülmüştür.
Stadyumda binlerce devrimcinin hep bir ağızdan eşlik edip söyledikleri bu şarkı, stadın en yüksek rütbeli gestapo subayı, Pinochet’in sağ kolu, işkenceci Albay Mario Manriguez Bravo’yu öfkelendirir. Havaya ateş emrini verir. Stadyum mermi sesleri ile inlerken şarkı hala devam etmektedir. Ateş kesildikten sonra, şarkıyı söyleyeni aramaya başlayan askerler Jara’yı bulurlar ve gitarını çalamaması için önce ellerini kırarlar. Ancak Jara, şarkıyı söylemeyi sürdürmektedir. Jara’nın katili olarak tarihe geçen “Prens” lakaplı Edwin Dimter Bianchi, Jara’nın kafasını dipçikle parçalar. Bedenini delik deşik ederler. Yetmez… Parmaklarını keserek tribünlerin önüne asarlar. Jara artık direnişin simgesi olmuştur. Elbette söylediği şarkı “Venceremos” da…
Hemingway, “Bir nesil biter, yeni bir nesil gelir. Güneş de doğar, batar. Yeryüzü sonsuz gider. Tüm ırmaklar denize akar, ama deniz dolmaz,” diyor.
Kalbimiz, kaybettiklerimizin anısıyla doldurduğumuz birer toz kuyusu artık...
Hâlâ bir ateş var avuçlarımızda biliyorum, üflenmeyi bekleyen...
anısına saygı ve özlemle.....!!