Roman ana karakterimiz Philip, yani Pip'in hayatına odaklanıyor. Pip'in çocukluğundan yetişkinliğe geçen zamanına şahit oluyorsunuz. Başına gelenleri kendi ağzından okuyoruz ki bu şekilde yazılmış olmasını da ayrıca sevdim çünkü kitabın daha bir samimi gelmesini sağlamış bence.
Ebeveynleri vefat eden ve ablası tarafından büyütülen Pip, ablası ve onun eşiyle birlikte köyde yaşamaktadır. Maddi durumları oldukça kısıtlıdır. Bir gün mezarlıkta bir mahkumla karşılaşır, tehdit edilir ve korkuyla o mahkuma yiyecek ile malzeme taşımaya başlar. Bu, Pip'in hayatının değişmeye başlayacağının ilk umut ışığıdır.
Sırlarla dolu, büyük umutlarla esrarengiz bir mirasa konan Pip, bu yolculukta çok garip insanlarla tanışır, tesadüflerle dolu karşılaşmalar, açığa çıkan sırlar birbirlerini kovalarken bizim Pip'in büyük umutları birer birer sönmeye, beklemediği yönlere gitmeye başlar.
Genç bir çocuğun bu hayatta yaptığı acemi davranışların ve pişmanlıkların anlatıldığı Büyük Umutlar, umudun hiç bitmemesi gerektiğini, güzel dersler vererek anlatıyor..