Yazar kitabında şunu savunuyor: Gezegenimizi yüzyıllar öncesinde kainatı bizimle paylaşan zeki başka canlılar ziyaret etti. (MÖ 10.000-40.000 arasında) Bu sıra dışı varlıkları gören insanlar mitlerinde, efsanelerinde, mağara resimlerinde onları tanrı olarak, kullandıkları araçları da onların arabaları olarak tavsif ettiler. Bununla ilgili pek çok örnek sunuyor.
Yazar iddiasını desteklemek için, tarihi kalıntıları, kayıp şehirleri, roket alanlarını inceliyor ve insanlık tarihine müdahalede bulunan dünya dışı varlıklara dair bilimsel kanıtları ortaya koymaya çalışıyor. Yazarın gösterdiği kanıtlar: o dönemlerdeki imkânlarla yapılamayacak boyut ve ağırlıktaki heykeller, piramitler, matematik ve astronomi gelişmeleri, dünyanın çeşitli yerlerindeki mağara resimleri, kabartmalar ve bazı destanlardaki, din kitaplarındaki kanatlı melek ve Tanrı betimlemeleri. Piri Reis haritası da delilleri arasında yer alıyor.
1968 yılında yayımlanmış. Dönemine göre aykırı bir ses; fikirlerine katılınmasa bile, en azından beyin cimnastiği yaptıran, farklı düşünmeye iten akılcı ve akıcı bir kitap. Körü körüne inanmayı dizginlemeye çalışan, doğruları ve yanlışları/desteklenebilir-çürütülebilir tezleriyle okunası bir eser.
Okur, günümüzden ortalama 2000 yıl önce yapılmasına rağmen teknik düzeylerini bugün bile yakalayamadığımız yapıları ve kalıntıları görünce “galiba haklı” da diyebilir, “bunun bilimsel bir yanı yok, yazarın gece üstü açık kalmış” da diyebilir.
Ben şahsen ilk gruba daha yakınım. Hatta bu kitabı okumadan önce de böyle düşünüyordum.