Yüzlerce işte çalıştıktan ve serserilik ettikten sonra kendimi aynı işte on bir yıl çalışırken buldum. Mesaiden sonra ellerimi belimden daha yukarı kaldıramadığımı fark etmeye başladım. Sinirlerim harap olmuştu. Haklamışlardı beni.
Terk edilmiş ve kendilerini terk etmişlerdir. Katıldım onlara. Binaların arasında kadınlar vardır, çoğu kolay kadın, fakat arada sırada, vücut ve akıl olarak ilginç ve kaçık olanlarına rastlarsın.
Seu Labonne'nin sözü geçince babam şöyle dedi: 'O moruk, boktan herifin biri, pis yalancının tekidir.' Böyle dediği için kimse babama vurmadı.
"Büyükler söyleyebilir, onlar için önemi yoktur."
Oğlum, oğlum. Oğlum olunca, yeterince büyüyünce ona bütün bunları açıklayacaktım. Ama sonra anlamayacağını veya hiç anlamak istemeyeceğini ve yapmış olduğum şeyleri yapacağını, evet hatta belki miyavlayan tekirlerle ve sarmanlarla çevrili zavallı bir moruk sazanı öldüreceğini ve ona cidden engel olamayacağımı anladım. O da kendi oğluna engel olamayacaktı kardeşlerim. Dünyanın sonuna kadar filan da böyle gidecekti, durmadan durmadan durmadan, kocaman dev bir herif filan gibi, belki dev ellerinde leş kokulu pis bir portakalı döndürüp döndürüp duran bizim Tanrı’nın kendisi gibi
Sayfa 167 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu