“Çöz şu neşesiz gençliğinin bağlarını; yolu tut dört nala,
bırak dizginleri, durdur kayıp gitmesin
yaşamın en güzel günleri.” - Seneca
1. Giriş:
Bu inceleme yalnızca kitaba dair değildir. Seneca’nın hayatına, felsefi görüşlerine, esin kaynaklarına, mitolojik bağlarına, Yunan ve Roma düşünce dünyalarına ve son olarak tragedyanın edebiyat
Kitap 24 yaşındaki genç ve güzel, yaşamındaki her günün aynı olmasına dayanamayan Veronika'nın 11 Kasım 1997'de intihar etmesiyle başlıyor.
Ölmek için aldığı ilaçlar sonucunda ölümünü beklerken bir dergi okumaya başlıyor Veronika. Sonrasında ise bir intihar mektubu yazıyor, tanrının varlığını sorguluyor ve ölümü bekliyordu.
"ölmenin nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye çalıştı, herhangi bir sonuca varamadı.
Ayrıca bu konuda kafa yormasi anlamsızdı, çünkü birkaç dakika sonra sorunun yanıtını öğrenecekti.
Kaç dakika sonra? "
Ancak Veronika'nın beklediği ölüm genç kızı ziyaret etmez.
"Gözlerini açtığında Veronika, burası cennet diye düşünmedi. Cenette odaları floresan ışıkla aydınlatmazlardı kesinlikle ve de anında başlayan sancı tipik bir dünya sancıydı.Ah, bu dünyanın acıları hiçbir şeye benzemez, hemen anlaşılır."
bu şekilde gözünü açtığı deliler hastanesi. Villete.
önü açık bir bilim insanı olan Dr. İgor'un araştırmasının başrolü olduğundan habersiz gün geçtikçe güçsüzleşen kalbiyle( intiharı kalbinde hasara sebep olmuştur) bir hafta içinde gerçekleşecek olan ölümünü beklemeye ve zamanla bu ölümü kabullenmeye intiharindan pişman olmaya başlar.
...
her insan pişman ölecek,
kimisi dans etmediği için,
kimi şarkı söylemedi için,
kimi sevmediği,
kimi yaşamadığı,
kimi sarfetmediği kelimeler için.
pişman değil gülümseyerek ölmek umuduyla...
Şunu demek istiyorum, insan kendi ile başkaları arasındaki farkı ya da benzerlikleri nasıl bulur, bunlardan, bunların her şarttaki sabitliklerinden nasıl emin olur, bunu bilemiyordum. Kendimi sıkıntılı ama bir yandan mağrur görüyor, ötekileri sıkıntısız ve haysiyetsiz sayıyordum. Birinin biraz alttan alışı gönlümü bulandırıyor, biraz efelenişi yine nefretimi çekiyordu. Neşeli ve dışa dönük insan en sevmediğim insan iken, ketum ve içe dönükleri faydasız ve bencil görüyor, okumuşları ayağı yere değmez ve afaki, sıradanları cehaletin sündüre sündüre tadını çıkaranlar olarak görüyor, gördüğüme göreceğime pişman oluyordum.