Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayattan bir şeyler beklemek veya pişmanlık duymak gereksiz ve aptalca lükslerdi.
Sayfa 258
Yaşamım boyunca, istisnasız hepsi de budalaca işler yapan dar omuzlu insanlar gördüm ve çoğu türdeşlerini şaşkına çevirip ruhları türlü şekilde baştan çıkarırlardı. Eylemlerine gerekçe olarak "ün"ü gösterirler. Onları görünce herkes gibi gülmek istedim ben de; ama böylesine tuhaf bir öykünme olanaksızdı benim için. Keskin ağızlı bir
Reklam
375 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir yanda dostluk bir yanda kardeşlik; utanç, savaş,pişmanlık... Mutlaka okunması gereken bir kitap.
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,1bin okunma
"Kronik vicdan azabı, tüm ahlakçıların hem fikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir daha ki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlemenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."
Pişmanlık bir nimettir hayatlarda. Hiç bir şey tekrar yaşanamayacağına göre hataların mezar taşlarını dikmektir doğru olan.
Sayfa 236Kitabı okudu
Vehbi Koç yaşam felsefesini özetlerken bir misyon duygusuyla hareket ettiğini vurguluyordu: En lüks hayatı yaşayabilir, en lüks yerlerde oturur, en lüks arabalara binebilirdim. Bunların hiçbirini yapmadım. Çocuklarıma ve iş arkadaşlarıma kötü örnek olmak istemedim. Davranışlarımdan dolayı pişmanlık hissine hiç kapılmadım. Hayata bir daha gelsem, yaptıklarımı aynen tekrarlar ve devam ettirirdim.”
Reklam
''İnsanlar üç sınıftır Celaleddin. Birinci sınıf muhabbet değneğiyle dövülmüş ve şevk kılıcıyla maktul olmuşlardır. Bunlar, Allah'ın kapısında oturup ihsan beklerler. İkinci sınıf tevbe değneğiyle dövülmüş ve pişmanlık kılıcıyla maktul olmuşlardır. Bunlar da O'nun kapısında oturup affı beklerler. Üçüncü sınıf ise gaflet değneğiyle dövülmüş ve şehvet kılıcıyla maktul olmuşlardır. Bunlar da O'nun kapısında oturup cezayı beklerler.''
Gözünü sevdiğim yalnızlığım; mayın döşeli alnıma pişmanlık tabanlı adımlar atma.!
"Elbette sevgi derken; bizi sonradan pişmanlık duyacağımız şeyler söylemeye ve yapmaya iten, seçtiğimiz o kişi olmadan nefes alamayacağımızı düşündüren ve o kişiyi kaybetme fikriyle bile sarsılmamıza neden olan, sahip olunamayacak bir şeye sahip olmak ve elde tutulamayacak bir şeyi elde tutmak istediğimiz için bizi zenginleştireceğine fakirleştiren o şiddetli tutku patlamasından söz etmiyorum. Benim bahsettiğim; kör gözleri açan, korkuya bile baskın çıkan, hayata mana katan, doğanın yıkım kanunlarına kafa tutan, serpilmemizi sağlayan, sınır tanımayan sevgi. İnsan ruhunun bencilliğe ve ölüme üstün gelmesinden bahsediyorum
Ölümün avcılık yaptığı bir dünyada, kuşku ve pişmanlık için zaman yok. Ancak kararlar için zaman var.
Sayfa 198 - Don JuanKitabı okudu
Reklam
Şüphesiz hapishane ve kürek cezaları caniyi düzeltmez, onu ancak cezalandırır. Beri yandan toplumu, suçlunun ilerideki kötü hareketlerinden ve eylemlerinden korur. Suçluda da, tutukevi ve en ağır kürek cezası, ancak kin,yasak zevklere karşı arzu ve korkunç bir ele avuca sığmazlık geliştirir. Ama sarsılmaz inancıma göre, ünlü ayrı hücre sistemi de yanlıştır, aldatıcıdır, ancak görünüşte amaca ulaştırır. O, insanın hayat özünü çeker, ruhunu hırpalar, zayıflatır, sindirir. Sonra da bu ruhça kurumuş insan mumyasını, yarı delirmiş halde iken düzelme, pişmanlık örneği olarak gösterirler. Doğal olarak, topluma karşı gelen bir cani, ondan tiksinir ve hemen her zaman kendini haklı, toplumu suçlu görür. Bundan başka, verilen cezayı da çekmiş; bu yüzden kendini aşağı yukarı temizlenmiş, topluma karşı borcunu ödemiş sayar.
... oturdum ve ağladım. Efsaneye göre bu ırmağın sularına düşen her şey, yapraklar, böcekler, kuş tüyleri, bunların hepsi ırmağın yatağında taşa dönüşürmüş. Ah! yüreğimi bağrımdan söküp, akıp giden sulara atabilmek için neler vermezdim... Hiç acım kalmazdı, hiç pişmanlık kalmazdı içimde anılarım olmazdı hiç. Piedra ırmağının kıyısında oturdum ve ağladım. Kışın soğuğu, yüzümdeki yaşları hissettirdi bana ve bu yaşlar, önümden akıp giden sulara karıştı. Bu ırmak bir yerlerde bir başka ırmağa karışıyor sonra bir başkasına ve bütün bu sular, gözlerimden ve gönlümden çok uzaklarda sonunda denize kavuşuncaya kadar böylece akıp gidiyor. Gözyaşlarım böylece çok uzaklara akıp gitsin ve aşkım, bir gün onun için ağladığımı hiç bilmesin. Çok uzaklara aksın gözyaşlarım ve ben, ırmağı, manastırı, pirenelerdeki kiliseyi, birlikte yürüdüğümüz yolları unutayım.
Herşeyin hayali, insanı o şeye çeker. Bağ-bahçe hayali, insanı bağa-bahçeye çeker, dükkân hayali dükkâna. Fakat bu hayallerde düzenler de gizlidir. Görmüyor musun ki filân yere gidersin, pişman olursun, hayır sanmıştım amma dersin, değilmiş. Bu hayaller, örtüdür, âdeta; örtü ardında birisi gizli. Hayaller ortadan kalktı da gerçekler hayal örtüsü olmadan yüz gösterdi mi kıyamet kopar orda. Hal böyle olunca da pişmanlık kalmaz. Seni çeken her gerçek odur, başka şey de ondan başka değildir, seni çeken gerçeğin ta kendisidir. “O gün, gizli şeyler meydana vurulur.”
141 syf.
10/10 puan verdi
İçinde farklı farklı konularda uzman veya hobi amaçlı uğraşan kişilerin gerçekliklerini sorgulamalarıyla bazılarında sis perdesini kalkmasını sağlayan bazılarında sis perdelemesini yumuşatan genel kültür ve tarih meraklılarına hitap elen bir çalışma. Not:Tarihe karşı çok meraklı bir insan değilim. 4-5 konuda merak ettiğim için hepsini okudum ve pişmanlık duymuyorum. :D
Tarihin Büyük Sırları
Tarihin Büyük SırlarıPaul Aron · Aykırı Yayınları · 200270 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.