onurcan

onurcan
@pistonofadown
5 reader point
Joined on July 2018
Şu anda okuduğu kitap
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach
8.2/10 · 67.2k reads
Reklam
161 syf.
·
Not rated
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali
8.1/10 · 21.1k reads

Reader Follow Recommendations

See All
Temiz dört tuvali bile yoktu. O sıralar boyalar çok pahalıydı ve paleti neredeyse çırılçıplak görünüyordu zavallı beyzadeye. Ama bu sefaletin göbeğinde, sahip olduğu inanılmaz gönül zenginliklerini ve içinden taşan bir yeteneğin yakıcı ateşini duyumsuyordu.
Reklam
"Ah Mabuse! Ah, ustam benim!" diye ekledi tuhaf ihtiyar. "Meğer sen bir hırsızmışsın, yaşamı da yanında alıp götürmüşsün!.."
Yaşlı adam bir zorbanın sert el hareketiyle onun sözünü kesip, "Sanatın görevi, doğayı kopyalamak değil, dışavurmaktır!" dedi heyecanla. "Sen sıradan bir kopyacı değil, bir ozansın! Öyle olmasaydı, bir kadının kalıbını alan yontucunun bütün işi bitmiş olurdu. İyi öyleyse. Metresinin elinin kalıbını alıp önüne koymayı bir dene bakalım! Aslına hiç benzemeyen korkunç bir ceset göreceksin önünde ve gidip, onu birebir kopya etmeyen ama devinimini ve canlılığını betimleyen adamın yontu kalemini eline almak zorunda kalacaksın. Bizim işimiz, nesnelerin ve varlıkların düşüncesini, ruhunu, çehresini ele geçirmektir...
Hayır dostum, bu fildişi tenin altında kan akmıyor; varoluş o kızıl çiyiyle, şakakların ve göğsün amberimsi saydamlığı altında birbirine karışan damar ağlarını ve lifleri doldurmuyor. Şu nokta ürperiyor ama şurası kıpırdamıyor; yaşamla ölüm her ayrıntıda savaşıyor: Şurada bir kadın var, şurada bir yontu, az ötede bir ceset. Senin yaratın tamamlanmamış. Sevgili yapıtına ruhunun ancak bir parçasını üfleyebilmişsin. Prometheus'un meşalesi ellerinde birkaç kez sönmüş ve tanrısal ateş, tablonun çoğu yerine değmemiş.
Bu kırılgan heyecanlar arasında da, kendi şöhret ve yıkım yazgısının tadına doyulmaz işkencesini çekmeye başlayan genç bir sanatçının taze tutkusu kadar aşka benzeyen hiçbir şey yoktur.
Önüne bir lokma ekmek tutuluyor ve bunun geri alınması tehdidiyle en olmayacak şeyler yapılıyordu. İstihfaf ettiği, kendisinden zayıf bulduğu mahlukların mahkûmu olmak çok harap edici bir şeydi.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Pek sakin olmayan bir geceden sonra uyanınca hayatı biraz daha tatlı buldu. Hadiseler, gece vakti ve bir idare kandilinin ışığında konuşulduğu kadar ümitsiz ve korkunç değildi. Dışarda ağaçların yapraklarını oynatarak esen bir sonbahar rüzgarı, bu ölüme mahkum yaprakları henüz koparamıyordu. Bu minimini yeşil mevcudiyetler bile içlerinde bu kadar kuvvetli bir mücadele ve mukavemet kabiliyeti taşırlarken, kendisinin karanlık düşüncelere dalması doğru olmazdı.
Sayfa 175Kitabı okudu
72 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.