Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabın arka yazısı şu cümleyle zaten sizi kendine çekiyor:
Bir suçu hatırlayacak kimse kalmayınca, bu suçun neden olduğu acılar silinir mi?
İleride alzheimer olacak bir baba, küçük kızını öldüren anne, piyano öğretmeni ve dağ.
Yazar o kadar güzel bu karakterleri bir araya getirmiş ki okudukça kitabı bırakamıyorsunuz. Anlatılan dağda karakterlerle birlikte yaşıyorsunuz adeta.
İlk başlarda yavaş akan bir kitap olsa da olay örüntüsü içeriği karakterleri dili açısından okumaya değer bir kitap. Şiddetle tavsiye ederim
“Kreutzer Sonat” Beethoven’ın 9 nolu keman ve piyano sonatının adı. Kitabı okurken aynı zamanda eseri dinlemek ayrı bir ruh kattı diyebilirim.. Düşünsenize bir yanda Tolstoy diğer yanda Beethoven Bu kitap çok tartışmalara sebep olmuş, zamanında sansür yemiş, tüm karşı çıkmalara rağmen bugünlere gelmiş bir eser. Tartışmalara sebep olması çok normal, okurken katılmadığınız birçok fikir olacaktır eminim. Ama bu, eserin mükemmel olduğunu değiştirmiyor. Kitap bittiğinde ne okudum ben böyle dedim! Kitabın son kısmında anlaşılmadığını düşündüğü ve çok sorulduğu için hikayede vermek istediği mesajları tek tek açıklamış Tolstoy. Bu kısımda Hristiyanlık ve İsa öğretileri üzerinde durmuş. Bu son kısmı gereksiz bulsam da, mükemmel bir hikayeydi. “Sevdikleri bir varlık için kendilerini değil, sevebilecekleri bir varlığı kendileri için feda ederler.” Sanırım en haklı isyanı ise buydu.
Okunması gereken kült bir kitap!
#okudumbitti
Mayıs ayında okuduğum en güzel kitaplardan biriydi Jane Eyre. Konu bakımından romantik bir aşk hikayesi içeriyor gibi gözükse de aslında ondokuzuncu yüzyıl viktoryen İngiltere'sinde erkekegemen edebi algıya bir kadın yazar olarak meydan okumuştur Chorlotte Bronte. Hatta kız kardeşleri de bu poetikaya meydan okumuş ve kült eserler
Beyaz bir bebeğin ölümüne sebep olmakla suçlanan siyahi bir hemşirenin, adalet mücadelesini anlatan bir Jodi PİCOULT romanı '' Küçük Muazzam Şeyler''. Aynı zamanda bir avukat olan yazarın, mahkeme atmosferini tüm gerçekliğiyle yaşattığı; ırkçılık temalı çarpıcı bir roman.
Bana göre dünyadaki en güzel iki renk olan siyah ile beyazın, -bir tuvalde bile bakanı büyülerken-; insana sürüldüğünde türlü vahşeti getirmesi; tam da bu kitabı okurken, üzerine Amerika'daki olayların denk gelmesi; kitapta anlatılanların anlamını ve bendeki tesirini fazlaca yükseltmiş oldu.
'Piyano tuşları siyah beyazdır ama, zihnimizde rengârenk yankılar bırakır... '' diyen Jodi PİCOULT'un; insanlığa anlatacakları var. Tavsiye ederim.
Kitabı alışveriş yaptığım bir sahaf abim hediye etti kendisine minnettarım...
70'li yılların roman kapakları genelde erotik yada nasıl denir müstehcen görünümlü oluyorlar fakat içerikleri o derece olmuyor. Sanırım o yıllarda okuyucu ilgisini çekmek için kullanılan bir stratejiydi bu....
Paula ve Myles Clarkson evli bir çift... Küçük bir kızları
Amerikan edebiyatının devlerinden olan Jack London bu kitapta kendi öz yaşamını anlatmamıştır. Tabiki benzerlikler uyuşan yerler vardır ancak hayatını incelediğimizde bu kitap için onun hayatının olsa olsa küçük bir dönemi diyebiliriz.
20'li yaşlarında genç bir adam olan Martin, gemilerde iş bularak geçimini sağlıyor. Kolay bir hayatı olmamış
