Mahkûmlar karanlık bir mağarada zincirlenmiş durumdadırlar, sadece önlerindeki duvara yansıyan gölgeleri görebilmektedirler. Sinema seyircisi de, aynı şekilde karanlık bir ortamda, gerçek dünyadan uzakta, sadece yansıtım (projeksiyon) makinesinden önündeki perdeye yansıtılanları görebilmektedir ve o da düş görmenin kendinden geçirici etkisiyle zincirlenmiş durumdadır. Platon’un mağarasında bu gölgelerin duvara yansımasını sağlayan ışık kaynağının, yanan ateşin yerini, yansıtım makinesi almaktadır. Mağaranın duvarlarına yansıyan ve bu gölgelere eşlik eden sesler ise sinemada dublaj ve eşleme yoluyla görüntülere eklenen sinematografik sesler ve gürültülerdir. Gölgelerin yansıdığı duvar ise, filmin yansıtıldığı perdeye dönüşmüştür.