Sokrates’i günümüze taşıyan Platon’un “Devlet” adlı başyapıtında her biri farklı konuları ele alan, diyaloglar şeklinde on bölüme ayrılmış, Sokrates’in anlayışında ideal devlet modelinin çizildiği bir ütopya görüyoruz. Doğruluk, bilgelik, adalet kavramlarının ön planda olduğu; kadınlara, çocuklara, sanata vs. önem verilen bir dünyada insan olmaya, mutlu olmaya giden yolu gözler önüne seren bir anlayış.
Kitap tek solukta okunacak bir kitap değil, aksine sindire sindire okunması gereken, okurken düşünmeyi, sorgulamayı gerektiren, sonuç olarak da kişiye çok şey katacak bir eser. Kitap bittiğinde bir aydınlanma yaşamış olma ihtimali çok yüksek.
Değinmeden geçemeyeceğim; Platon’un yıllar önce kurguladığı mağara alegorisi hayatın anlamını sorgulama açısından o kadar önemli ki her rastlayışımda ayrı hayran kalıyorum. Kitapta o kısma geldiğimde aldığım zevki kelimelerle ifade edemem.
“Düşünen, sorgulayan, özgür bir birey değilseniz, bir mağarada birbirine zincirli ve sırtı mağara kapısına dönük mahkumlardan farkınız yok demektir.”