Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
372 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
*Platon, Atina demokrasisinin uzun yüzyılı (MÖ 461-322) döneminde yaşamış, bu dönemin birçok siyasal ve toplumsal olayına tanıklık etmiştir. Genel olarak demokrasi ve kısmen de oligarşi yönetimlerine tanıklık eden Platon, bu yönetimleri bozuk devlet düzenleri olarak eleştirmiş, Devlet’te ise kendi yönetim modelini ortaya koymuştur. Platon’un,
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,5bin okunma
Chuck Palahniuk
Chuck Palahniuk
Günce
Günce
kitabında şöyle yazıyor: İnsanlar hayatlarını beyinlerinin sol tarafıyla yaşarlar. Ancak kişi aşırı derecede acı hisseder, üzülür veya hasta olursa, bilinçaltı bilince sızabilir. Biri yaralandığında, hastalandığında, yas tuttuğunda veya depresyona girdiğinde beynin sağ kısmında bir anda bir flaş patlar ve kısa bir süreliğine ilahi
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
#tanrıdaimatebdilikıyafetgezer kitabın başından sonuna kadar merak unsuru hiç azalmayan, yalın bir dille, didaktik olmayan bir üslupla yazılmış, kendi kabuklarımızı kırmak, korkularımızı yenmek adına hem sürükleyici hem de düşündürücü bir kişisel gelişim romanı. Adından dini inançları öne çıkaran bir kitap olduğu düşünülebilir fakat böyle bir
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet GezerLaurent Gounelle · Pegasus Yayınları · 20136,2bin okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
Mutlaka ama mutlaka!
Sokrates’i günümüze taşıyan Platon’un “Devlet” adlı başyapıtında her biri farklı konuları ele alan, diyaloglar şeklinde on bölüme ayrılmış, Sokrates’in anlayışında ideal devlet modelinin çizildiği bir ütopya görüyoruz. Doğruluk, bilgelik, adalet kavramlarının ön planda olduğu; kadınlara, çocuklara, sanata vs. önem verilen bir dünyada insan olmaya, mutlu olmaya giden yolu gözler önüne seren bir anlayış. Kitap tek solukta okunacak bir kitap değil, aksine sindire sindire okunması gereken, okurken düşünmeyi, sorgulamayı gerektiren, sonuç olarak da kişiye çok şey katacak bir eser. Kitap bittiğinde bir aydınlanma yaşamış olma ihtimali çok yüksek. Değinmeden geçemeyeceğim; Platon’un yıllar önce kurguladığı mağara alegorisi hayatın anlamını sorgulama açısından o kadar önemli ki her rastlayışımda ayrı hayran kalıyorum. Kitapta o kısma geldiğimde aldığım zevki kelimelerle ifade edemem. “Düşünen, sorgulayan, özgür bir birey değilseniz, bir mağarada birbirine zincirli ve sırtı mağara kapısına dönük mahkumlardan farkınız yok demektir.”
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,5bin okunma
Kinyas'ın kuyu alegorisi
Platon’un Mağara İstiaresi’ne karşılık, ben de Kuyu İstiaresi’ni yazdım: doğdukları andan itibaren düşen insanların, yanlarından hızla geçen fırsatlara ve başka insanlara tutunup tırmanmalarını ve bunu sadece doğdukları andaki yüksekliklerine erişebilmek için yaptıklarını anlattım. Ancak ellerini ağızlarına sokup, parmaklarını ısırıp hiçbir şeye tutunmamaya kararlı olanları da anlattım. Ve sordum, Tanrı’nın yukarıda mı yoksa aşağıda mı olduğunu. Eskiden poker oynardım. Şimdi de, Tanrı’nın aşağıda, kuyunun dibinde olduğuna oynuyorum. Hayatım masada, birkaç kırmızı oyun fişiyle.
Sayfa 19 - Doğan kitapKitabı okudu
Platonun mağara alegorisi
Bu tutsaklığımıza bazen farkında olarak bazen de farkında olmayarak öylesine bağlıyız, öylesine tutsağız ki özgürlük dediğimiz sadece kendi alanımızda kendi aklımızda, kendimizle kurduğumuz ilişkide var olabilir. Metafor ile açıklamak gerekirse ; özgürlüğümden vazgeçmek zorunda olup tekrar mağaraya döndüğümde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü artık yegane gerçekliğin ne olduğunu biliyorum.
Reklam
Platon’un mağara alegorisi
Platon’un Devlet isimli eserinin yedinci kitabında Sokrates tarafından anlatılan Platon’un mağara alegorisinde bir mağaraya zincirlenmiş üç insandan bahsedilir. Bu insanlar yalnızca mağara duvarını ve birbirlerini görebilirler. Doğuştan beri bu halde olan üç insan, duvarda mağara girişinden yansıyan gölgeleri ve yankı yapan sesleri duymaktadırlar. Yani gerçeklik, onlar için yalnızca gölgeler ve yankı seslerdir. Derken bu insanlardan biri zincirini çözer ve kendini mağaranın dışına atar. Yoğun ışık yüzünden geçici körlük yaşadıktan sonra gözü alışarak aslında gördükleri şeylerin yalnızca birer gölgeden ve duydukları seslerin yalnızca yankılardan ibaret olduğunu anlar. Bir akarsu kenarına gidince sudaki yansımasını ve gölgesini görmesi ise her şeyi anlamasını sağlar. Büyük bir hevesle mağaraya dönüp bu durumu anlattığı zaman ise arkadaşları tarafından deli olmakla suçlanır. Onları kurtarmak istediğinde zincirli iki insan onun gibi delirmek istemediklerini söyleyerek mağarada kalmayı sürdürürler. Hatta zincirlerinden kurtulmuş olana saldırmayı bile denerler. Ne kadar anlatırsa anlatsın zincire vurulmuş iki insan bu durumu anlayamaz ve hayatlarını orada sürmeye devam ederler.
magara alegorisi
Platon’un magara alegorisi hiç olmadigi kadar güncellik kazandi. Hayatimiz gölgeleri izlemekle geçiyor. youtube.com/watch?v=RmBizVd...
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
68 syf.
8/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Hakikatin Alegorisi: Mağara
H. G. Wells’in “Körler Ülkesi” isimli kısa hikâyesi bizlere çok şey anlatmaktadır. Kısaca özetleyecek olursak; dünyanın çok uzak ve ulaşılması güç bir yerinde, uzanan geniş vadinin içerisinde yaşayan bir topluluk vardır. Burada yaşayan insanların başına salgın bir hastalık musibet olur. Öyle ki, hem yaşayanların gözleri kör olmakta hem de doğan
Körler Ülkesi
Körler ÜlkesiH. G. Wells · Kolektif Kitap · 20182,359 okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Onlar Bizdik
#Bu inceleme yazısında son dahil olmak üzere konu hakkında çokça detay verilmektedir. Yazıları detaylı hazırlamamın sebebi daha sonra kitabın konusunu kendi bakış açımdan hatırlamaktır.# Çok büyüksün Saramago. Taraftar gibi başlıyorum yazıma ama Saramago okuduktan sonra bunu düşünüyor insan. Sıradan insanlardan, sıradan olaylardan bu kadar
Mağara
MağaraJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 20221,286 okunma
81 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.