”(...) ben "hassas" insanların başkalarını incittiklerini defalarca gördüm. "Dürüst ve açık" insanların, istediklerini almak için işlerine geldiğini gibi davrandıklarını gördüm. "Karşısındakinin yüreğindekileri anlamakta becerikli" olan kişilerin hiç de içten olmayan övgülere kolayca kandıklarını gördüm. Bu durumda bizler kendimiz hakkında gerçekte ne biliyor olabiliriz?“
"Ah!
budur işte benim payıma düşen
benim payıma düşen budur
bir gökyüzüdür
benim payıma düşen
asılır asılmaz perde,benden alınıp götürülen
ıssız merdivenlerden ta derinlere inmektir benim payıma
düşen
ve ulaşmaktır bir şeye çürüyen ve gurbette
benim payıma düşen hüzünlü anılar bahçesinde dolaşıp
durmaktır
ölmektir bana
'ellerini seviyorum'diyen bir sesin kederinde."
“İnsanın aşk yaşamında kendini başkalarından ayıran özellikleri bilememesi kadar huzursuzluk verici başka bir şey olabilir mi ? Evet olabilir... insanın ,kendini başkalarıyla aynı kılan özelliklerin ne olduğunu bilememesi .”
“İnandığım şeyleri biriktiriyorum
Suda seken taşları
Kalem kutularını
Kurumuş çınar yapraklarını bir de
Çocukluk giysileri gibi özenle
El ayak çekildiğinde aklıma düşen her şeyi
Ücra bir yerine ömrümün
Kilitliyorum.
(...)”
“Ama öğreniyor kadınlar ;denize uyup gidenin ardından bakarak öğreniyor beklemeyi . Beklemenin nasıl koyu,ağır bir sıvı gibi ,tanımsız bir ağrıya -acıya dönüşeceğini öğreniyor .”
“Yazın bittiği her yerde söylenir
söylenmeyen şeyler kalır geriye
ve sonra hiçbir şey olmamış gibi
ağır,usul bir hazırlık başlar
uykuya benzer yeni bir mevsime”