Saklanmaktan usandım, düğümlenmiş, boşa harcanmış enerjilerden usandım, ikiyüzlülükten, sanki saklamam gereken bir şey varmış gibi davranmaktan usandım, insan neyse odur.
Hayat, korkunç, gaddar hayat ruhumuzu kuruttu, en derinimizdeki Ben’imizi çaldı; acımıza dayanamayıp sürekli haykırmamak, ne kaybettiğimizi unutmak için en çocuksu takıntıların peşine düşüyoruz... Sırf unutmak için.
Sonra tekrarlamaktan geri durmam:
“Kendim de Öteki de Benim”
Zamanın kendisi şiir devşirilen bir sepetten başka bir şey değil.
Ansızın, Rimbaud’ya rastlıyorum, andımızı yeniliyoruz:
Işığın ta kendisidir perde /
Doğunun öteki adıdır Batı
Wumen der ki :
Baharın yüzlerce çiçeği, son baharın da hasat ayı vardır,
Yazın ferah esintisi, kışın ise kar eşlik eder sana.
Zihnini boş işlerle doldurmazsan eğer,
Her mevsim iyi gelir sana.
tam da elimin altına iyi bir atışmaya örnek bu dixeler çıktı karşıma. =) saygılar
"Ağır adımlarla yaklaşıyordum Seine nehrine.
İçimde ölmüş ormanların ateşi şarkı söylüyordu.
Garip bir şarkı, acımasız, kan rengi
Bana kendi ölümümden söz ediyordu."
Endre Ady