Günümüzde Nietzsche'nin erk (will to power) konusundaki sözlerine kulak vermenin hayatta kalma açısından önemini ifade etmek isterim. Yaşadıklarımız, bir toplu katliamın 7/24 medya aracılığıyla hayatımıza entegre olması bana Russell'ın "toplumda duyarsızlığı sağlamalıyız" sözünü sürekli hatırlatıyor. Bu imgeleri sürekli görmek, bir süreden sonra toplumsal duyarsızlığa, çağımızın ve belki de dünya tarihinde böylesine doğrudan anbean şiddete tanık olmamızın sonucu olarak tüm bunlara bağışıklık kazanmamıza yol açtığında ne olacak? Nietzsche'nin dediği gibi Dionysos'un Maya tülünü, aradaki perdeyi parçalanmasına zihnimiz ne kadar dayanabilecek? Bu hesaplı şiddetin zihinlerimizdeki karşılığı ne olacak? Tiranlara karşı gelip bu şiddeti durdurmamızdaki acizliğimiz gözümüze her şekilde sokulduğuna göre vicdani, fiziksel ve zihinsel bir pes ediş midir hesaplanan? Dionysos'un dolaysızlığından korunmak için Apollon'un yanılsamacı ışık oyununa bakmak da zihinsel bir pes ediş, gerçeğin ihtişamına göz kapayış değil midir?