Zaman kavramı...
Zaman bilinmeyen bir geçmişten,günümüze kadar gelen,gelecekte bilinmeyen bir noktaya doğru uzanan bir çizgi gibi görülmeye başladı.Böylece endüstri uygarlığından önce milyarlarca insan için bilinmez olan bir kavram,IBM'in yönetim suitinde, Japon Ekonomi planlama Dairesi'nde veya Sovyet ekonomisinde olsun,tüm ekonomik, bilimsel ve politik planlamanin temeli oluştu.
Sayfa 135 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
XVII. yüzyılın sonlarında her alanda büyük bir hareketlilik yaşanır. Yalnızca doğal hukuk kavramında söz edilmekle kalınmaz, aynı zamanda akıl düşüncesi de anlam değişikliğine uğrar: Akıl temel olarak bir eleştiri yeteneği haline gelir. Bunun bir sonucu olarak, Yeryüzü mutluluğu düşüncesi ve ilerlemeye duyulan inanç giderek netlik kazanır. Böylelikle, toplumsal etik ve duygusal estetik olgularıyla birlikte, Avrupa düşüncesi kendini yeniden sorgular ve yeniler. Politika konusunda ise evrensellik düşüncesi ilerlemeye başlar (bkz. Leibniz). Descartes kendi felsefesinin Kilise’nin öğretisiyle uzlaşabilir olduğunu düşünmekle birlikte, 1680’li yıllardan itibaren geleneksel inançların sorgulanmasına ve Hıristiyanlığa özgü dogmalarln ve otorite ilkesinin yeniden gözden geçirilmesine yol açan, akıl üzerine kurulu bir düşünme yöntemi ortaya koyar. Spinoza, T eolojık-Politık İnceleme (1670) ve Enka (1677) adlı eserlerinde, vahye dayalı dinlerin, Doğa ile Özdeş olan Tanrı sorunsalını çözmede yeterli olmadıklarını göstermiştir (Deus sive Natura). Pierre Bayle, T arıhsel ve Eleşfire] Sözlük adlı eserinde (ve aynı zamanda Toland gibi özgürlükçü Ingiliz düşünürler) Vahiy kavramına yönelik çoğu zaman dolaylı saldırılarını giderek arttırır. Kilise’nin bunlara karşı tepkileri gecikmez: Bossuet ve Cizvitler, temel bir çatışma alanı haline gelen felsefî akla karşı mücadele ederler. XVII. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, felsefî akıl fazlasıyla eleştirel bir nitelik kazanmıştır.
Reklam
Hiçbir şey yanlışa çevrilemeyecek kadar doğru söylenemez.
Mucizeler üstüne
....çünkü doğaya ters olan bir şey akla da terstir ve akla ters olan her şey saçmadır ve yalnız bu nedenden kabul edilmemelidir.
Sayfa 135
“İfade özgürlüğünün önündeki bütün engeller kaldırılmadıkça, demokrasi bir efsaneden ibaret kalacaktır.”
Sayfa 38
hiçbir şey olmadığını kastediyormuş
İnceleme üzerindeki çalışmasından bah­settiğinde karısı genellikle pat diye diyormuş ki, sen kesin tanınmış bir doğabilimci olurdun, Konrad politik bir şey söylediğinde diyor­muş ki, sen kesin tanınmış bir politikacı olurdun. Konrad ona Fran­cis Bacon'ın sanatının değerini açıklamaya çalıştığında diyormuş ki , Sen kesin büyük bir sanatçı olurdun. Fakat böylece. ki bunu söyle­miyormuş ama Konrad anlıyormuş, Konrad'ın hiçbir şey olamadığı­nı kastediyormuş, bir deli, ama bir deli neymiş ki . . .
Sayfa 118 - yky
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.