Çaresiz kaldığın zamanlarda; hani olur ya birikir her şey, üstüne üstüne yağar, kaçamazsın; ne şemsiyen vardır, ne sığınacak bir kapın, ıslanırsın o dert yağmurunda ve öyle daralırsın ki o yağmur da olmayan su birikintisinde kendini boğarcasına sıkarsın, kasarsın...İşte tam da o an isyan yerine dua eder, senden daha kötü durumda olan insanları düşünür, yani birazcık Pollyannacılık oynarsan, kendine kendini daha güçlü kılarak dertlerle başa çıkabilirsin.
Mutsuzluklukları yok sayıp, pollyannacılık oynamak marifet değil. Yaşananları tüm çıplaklığı ile görüp, katlanmaya çalışmalısın.
Sayfa 143 - Doğan Kitap
Reklam
“Geleceğe inanmakla, pollyannacılık arasındaki çizgiyi kesinlikle ayırmak.”
AYNALI PENCEREM... Aynalarıma çarpar oldu, dilde tükettiğim... Ruhum yitik, bitap düşmüş, en büyük engelim. Satırlarımı seyyahlaştırdım, ‘’huzur’’ adını verdim. Lakin huzuru bozan bu somut engeli görmezden gelemedi benliğim. Elbette aynalar. Onlar bana hala illegal. Görmemeliyim. Her seferinde ayrı izler, ayrı düşler. . Önce zihnime,
Bazen sebepsiz yere sevinmek istiyorum. Hatta kendimle Pollyannacılık oynamak, en ufak mutluluklardan dünyalar benim olmuşçasına büyük sevinçler çıkarmak istiyorum ama olmuyor. Bir türlü yapamıyorum. Hayat bir film şeridiyse benim hayatım hep aynı yerde takılıp kalıyor, makara başa sarmaya başlıyor!
Mutsuzlukları yok sayıp Pollyannacılık oynamak marifet değil, yaşananları tüm çıplaklığıyla görüp katlanmaya çalışmalısın.
Sayfa 143 - Doğan Kitap
Reklam
Geri112
129 öğeden 121 ile 129 arasındakiler gösteriliyor.