Bu görüşte, sanırım iki hata var. Birincisi "iyimserlik eşittir polyannacılık" iddiasıdır ki bu doğru değildir, ikincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü bir şey olduğu varsayılmaktadır. Polyannacılığın kötü olduğunu kim söyledi?
Polyanna 'nin hakkını kim yedi???
Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı öylesine derinden öğrenmişiz ki, "Bu ülkede yaşanmaz" ve nihayet "Batsın bu dünya" demeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz sonuçta. Ve daha da kötüsü, iyimser birini gördüklerinde canları sıkılıyor kötümserlerin, adeta "Şuna bir şey söyleyeyim de keyfi kaçsın" diyorlar içlerinden. Yıllardır seminerlerimde iyimser olmanın öneminden söz ettiğimde en az bir kişi çıkıp "Hoca iyi de o zaman bu polyannacılık olmaz mı?" der. Bu karamsarlığa prim veren bakış tarzı beni üzüyor. Şimdi söz konusu cümleye tekrar bakalım: "İyimserlik, küçük şeylerden mutlu olmak polyannacılık sayılmaz mı?" Bu görüşte, sanırım iki hata var. Birincisi "iyimserlik eşittir polyannacılık" iddiasıdır ki bu doğru değildir, ikincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü bir şey olduğu varsayılmaktadır. Polyannacılığın kötü olduğunu kim söyledi?
Reklam
Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı öylesine derinden öğrenmişiz ki, "Bu ülkede yaşanmaz" ve nihayet "Batsın bu dünya" demeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz sonuçta. Ve daha da kötüsü, iyimser birini gördüklerinde canları sıkılıyor kötümserlerin, adeta "Şuna bir şey söyleyeyim de keyfi kaçsın" diyorlar içlerinden. Yıllardır seminerlerimde iyimser olmanın öneminden söz ettiğimde en az bir kişi çıkıp "Hoca iyi de o zaman bu polyannacılık olmaz mı?" der. Bu karamsarlığa prim veren bakış tarzı beni üzüyor. Şimdi söz konusu cümleye tekrar bakalım: "İyimserlik, küçük şeylerden mutlu olmak polyannacılık sayılmaz mı?" Bu görüşte, sanırım iki hata var. Birincisi "iyimserlik eşittir polyannacılık" iddiasıdır ki bu doğru değildir, ikincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü bir şey olduğu varsayılmaktadır. Polyannacılığın kötü olduğunu kim söyledi?
VUSLAT İNCİLERİ Devran, karşısındakini etkisi altına alma gücüne sahip bakışlarını takındı ve kararlı bir ses tonuyla. “Polyannacılık ancak değiştirilemeyecek şeyler için oynanmalı. Oynanmalı; çünkü çözülmeyecek şeyleri her tekrar edişinizde daha da kökleştirmiş olursunuz. Kaktüs ölse de dikeni üstünde durur. Dokunmasanız acıtır mı? Ancak değiştirebileceğiniz şeyler için durum farklıdır. Üzücü olayları sürekli bastırmaya çalışmak kişinin ruh sağlığını etkiler. İyimserlik; kötü olayların farkında olmamak ve bu olayların verdiği üzüntüyü gizlemek değildir. Durumu inceleyip çözüme kavuşturmak, engelleri görmezden gelmek yerine onları aşmaya çalışmaktır. Sunulan güzelliklerin farkında olmak gerek ama üzgünseniz üzgünsünüzdür, yorgunsanız yorgun. İstenileni değil, gerçeği yaşayacağınız bir hayatı seçmenizi istiyorum.” #demetbaykal #vuslatincileri #okuyorum #kitapalıntısı