Orta sınıf kamu birleşik oyu ve popüler kültür 1920'lerin ortasında savaş öncesi iyimserliklerinin bir kısmını yeniden edinmiş görünüyorduysa da, bu iyileşme riskliydi. (...) Bu, yansımasını, dönemin 'yüksek sanat'ında - resim, heykel, müzik ve edebiyatta buluyordu. Savaştan önce bile kesintisiz ilerleme inancının rahatlığına meydan okuyan bir azınlık vardı. Dünyanın mekanikleşmesi çoktan iki yönlü görünüyordu: bir yanda misli görülmemiş bir güç ve dinamizm sergiliyor ve diğer yanda insanoğlunun kendi hayatını düzenlemesi nosyonunu paramparça ediyordu. Her türlü ilerleme nosyonunu sorgulayan ve akıldışına merkezi bir rol veren felsefi ve kültürel akımlar ortaya çıkmıştı. Bu eğilimler teorik fizikteki (1905'teki özel görelilik teorisi, 1915'teki genel görelilik teorisi ve 1920'lerin ortasındaki kuantum fiziğinin bir türü olan Heisenberg'in 'belirsizlik ilkesi' gibi) gelişmelerle de cesaretlendiriliyor ve o eski mekanik evren modelinin temelini aşındırıyordu. Aynı zamanda psikanalizin popülerliği, bir zamanlar Freud'un kendisi için de çok önemli olan, akla inancı yok ediyordu.
Sayfa 449Kitabı okudu
Zira çoğu insan yüksek kültürün tadına bakma fırsatına erişmemiştir. Bu insanların önüne, onları eğlendirip avutmaktan başka işe yaramayan popüler kültür, spor ve oyunlar konur.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Medya, popüler kültürü yayan bir kitle kültürü formudur. Bu kültür yüksek kültürün karşıtıdır; ve kâr peşinde koşan kapitalistlerin çıkarına hizmet eden bir kültürdür. Yani kültür endüstrisi için düşük düzeyli standartlaşmış ürünler yaratmak kârlıdır.
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Sosyolojik bir değerlendirme yapıldığında, kültürle etkileşim halinde olan din, akışkan modern zamanlarda başka bir havzaya akarak form değiştirmektedir. Dinin çeşitli formlarının piyasadaki hali artık “din” ve “popüler kültür” arasındaki ilişkidir ve bu formlar kimi zaman yüksek, kimi zaman halk dini, kimi zaman da popüler din olarak popüler kültürle fermente olmaktadır.
Sayfa 86 - İnsan ve Medeniyet Sempozyum Dizisi
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Reklam
Amerika'nın hiçbir zaman yüksek bir kültürü yoktu, bir sanat deneyi, bir felsefe geleneği, bir düşünce geleneği yoktu. Fakat popüler kültür üretmek konusunda olağanüstü başarı kazandılar. Bu uğurda Avrupa'nın ve dünyanın tüm yetenekli insanlarını ekonomik güçlerini kullanarak Amerika'ya çekmeyi başardılar. Sinema yoluyla, müzik yoluyla, dünya çapında bir ideolojik hegemonya kurdular.
Sayfa 96 - Liberus YayınlarıKitabı okudu
Postmodernizme dair kapsayıcı ve derli toplu bir çerçeve
Postmodemizmle ilin­tilendirilen ve en sık anılan özellikler şöyle sıralanabilir: 1-Batı modernliğinin bilim, hümanizm, sosyalizm vb. nosyonlarla im­tiyazlı evrensellik iddialarının yaslandınldığı temel üst-anlatıların sakat olduğunu ve entelektüellerin kendinden emin yasa koyucu rolünü terk edip yorumlayıcı rolüne soyunmasından ötürü yerel farklılıklara daha duyarlı ve daha az gösterişçi bilgi tarzlarına yönelmemiz ge­rektiğini öneren felsefe, toplum ve kültür teorilerinde temelcilik karşıtı bir konum. 2-Yerel ve bölgesel olanın bu şekilde im­tiyazlı kılınması akademi içerisinde, entelektüel ve sanat çev­relerinde simgesel hiyerarşilerin demokratik ve popülist bir çö­küşüne tercüme edilir ve böylece sözgelimi yüksek kültür ve popüler ya da kitle kültürü arasındaki, sanat ve gündelik hayat arasındaki ayrımlara itiraz edilir. 3-) Sözcükler kar­şısında görsel imgelere, ego'nun ikincil süreçleri karşısında bi­rincil süreçlere ve izleyicinin mesafeli değerlendirmeleri kar­şısında nesneye gömülüp gidilmesine ağırlık verilişinde belirgin olarak görülebileceği gibi söylemsel kültür biçimlerinden figürel kültür biçimlerine bir geçiş vardır. 4-Bu bo­yutlar "postmodem derinliksiz kültür" iba­resinde ve düzenli tarihsel gelişme nosyonunun yerini geçmişin esaslı bir düzen ya da değer yargısı üretilebilecek bir noktanın keşfedilmesine izin vermeyecek şekilde bitimsizce çoğaltılan ve simüle edilen imajlar, fragmanlar ve gösterilerin bir yığışımı ola­rak algılanışına bırakması gerektiğini belirten nosyonda özetlenir.
Sayfa 164 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
(…) tecrübelerin ve hazzın tü­ketilmesine ağırlık veren boş zaman tüketimi biçimlerinin (ko­nulu parklar, turistik merkezler ve eğlence merkezleri gibi) dikkat çektiğine ve yüksek kültür tüketiminin daha geleneksel bi­çimlerinin (müzeler, galeriler gibi) daha geniş bir izlerkitleye hiz­met vermek üzere yenilendiğine ve böylece kutsal patikada yer alan (canonic), hale sahibi sanatın ve eğitici-biçimlendirici id­diaların önemlerini yitirerek seyirsel, popüler, zevk verici ve do­laysızca erişilebilir olanın öne çıktığına işaret edilebilir.
Sayfa 162 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Postmodernizmin Karakteristikleri
Postmodemizm tanımlarını inceleyecek olursak, sanat ve gün­delik hayat arasındaki sınırın yok edilmesinin, yüksek sanat ve kitle kültürü/popüler kültür arasındaki ayrımın çökmesinin, genel bir üslupçu keyfiliğin ve kodların oyuncul harmanlanışının vur­gulandığını görürüz. Postmodem teorilerin simgesel hiyerarşilerin eşit kılınmasını ve düzenlenmesini, temelcilik karşıtlığını ve kül­türel sınıflandırmanın bozulması doğrultusundaki genel bir dür­tüyü vurgulayan bu görünümleri postmodern tecrübelerin ka­rakteristiği olduğu savunulan şeylerle de ilişkilendirilebilir.
Sayfa 115 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Reklam
Postmodernite ∼ Postmodernizm
Sanatlar bağlamında postmodernizmle ilintilendirilen mer­kezi özellikler şunlardır: Sanat ve gündelik hayat arasındaki sı­nırın silinişi; yüksek ve kitle kültürü/popüler kültür arasındaki hi­yerarşik ayrımın çöküşü; eklektisizmi ve kodların harmanlan­masını destekleyen bir üslup melezliği; parodi, pastiş, ironi, oyun­culluk ve kültürün yüzeysel "derinliksizliği"nin selamlanışı; sanat üreticisinin özgünlüğünün/dehasının gözden düşüşü; ve sanatın ancak yinelenmeden ibaret olabileceği varsayımı.
Sayfa 28 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Adabımuașeret ve nezaket, yüksek kültüre duyulan ilgi ve beğeniyi de beraberinde getirmiști. Marx, Dante ve Cervantes ya da Goethe ve Shakespeare gibi edebi klasikleri severdi. Bilhassa Shakespeare'in eserleri, Eleanor'un da söylediği gibi, adeta "evin İncili" gibiydi. Ablalarının izinden yürüyen Eleanor henüz altı yaşındayken,
Sayfa 430 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
_Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. _Kozmos’un keşfi, kendi kendimizin keşif yolculuğudur. _Hayal gücü bizleri çoğu zaman bilinmedik diyarlara götürür ve o olmadan hiçbir yere ulaşamayız. Kuşku da bize, düş ürünüyle gerçek arasındaki farkı bulmamızı ve varsayımlarımızı sınamamızı sağlayan yolu açar. Bütün o buluşlarla keşifler,
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Şu anda yeterince insan, hâla; özel efektler kullanılarak şiddet düzeyi yükseltilmiş; ticari çekiciliklerini artırmak için, daha kanlı hale getirilmiş macera filmlerini izlemek için para veriyor. Siyasal ve dini tutucular medyada cinsellik konusunu daha fazla dert ediniyorlar ama daha bunu yok etmenin bir yolunu bulmuş değiller.
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.