yeniden yeşertebilecek miyiz hayatı, portakal çiçeği kokusuna, sokaklara taşan bahara yeniden umudu sığdırabilecek miyiz,,, gelecek günleri yalnızca birer karartıdan, ölümlerden ibaret görüşümüzün sızısını dindirebilecek miyiz usulca da olsa...
öyle kararıyor ki her şey bazen, tek gerçek ölüm oluyor, ölüler ve onların mezarları ve harabeleşmiş kentimiz,,, tek gerçeğimiz... sanki bir daha çiçeklenemezmiş gibi yaşam, portakal çiçekleri de bahar da umuttan haber getirmez gibi bunca kıyımın ardından, tüm devrimler uyanışsız uykularında boğulmuş gibi, her şeyin sonuna en yakın olanlar bizlermişiz gibi, en çok biz ölmeliymişiz gibi, tuhaf mı bu, yoksa yakın mı gerçekliğe... bilmiyorum.