Sevgili Beckmann,
Seni duyduğumu, seni anlamaya çalıştığımı söylemek isterdim ama sıcak evim de, elimde kahvemi yudumlarken ne kadar inandırıcı olur bilemiyorum. Artık hiç kan kokusu almıyoruz, av vah etmek bize çok yabancı. Başımıza gelmediği müddetçe gelenlerinkinin başına hep müstahak. Diyorsun ya, önceden sokaklara portakal kabukları,