Şüphesiz daha önceleri başlamıştı; ama, özellikle 1980 sonrasında, hızı ölçülmez bir değerler erozyonu kapladı Türkiye'nin yüzeyini. Arslan Ebiri'nin kendi kaleminden portresi, nasıl bir "birey türü"nün soyunun tükenmekte olduğunu gösteriyor: Hem kendi hayatına, hem öteki hayatlara saygı, sevgi, özen, duyarlık, özveri ile yaklaşırken bir yaşama sanatı geliştiren, vandal maddi getiriler uğruna kişiliğini, kimliğini, haysiyetini gözden çıkarmayı aklından geçirmeyen bu insanların yerini kim dolduracak bugün, yarın?
Arslan Ebiri'nin (Oto) Portresi
Sessiz sedasız öldü... Sessiz, onurlu, önemli bir hayatın bilançosu bu.
Reklam
Binlerce teşekkür, bana bu mektubu yazdırdığın için.
Orta karar bir içki, bol sigara, başımı sokacağım bir ev ve 11 yaşında bir araba ile..
Yaklaşık 15 yıldır bitiremediğim Eliot'un "Cats"i var masamın üstünde. Yine tüm dünyada çevrilen filmleri defterlere yönetmenlerine göre yazıyorum. T. Williams'ın -oynanmaya hazır- "Kızgın Damdaki Kedi" çevirisi, yirmi yıldır dosyada. Bir sürü yarı kalmış öykü de dosyalarda bitirilmeyi bekliyor.
Yıllardan sonra "ŞEHİR"in içinden düşüveren bir satır çok mutlu etti beni.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.