_Ben sana bok demem. Boklar duyar ar eder. Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. Tanrı senin hamurunu, necasetle yoğurmuş. Anan seni sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş.
_Rakı, şarap içiyorsam sana ne? Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye. Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
_Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan.
Tanrım, lütfet, avutulmaktan çok avutmayı, anlaşılmaktan çok anlamayı, sevilmekten çok sevmeyi dileyeyim. Çünkü insan verince alır; benliğini unutunca benliğini bulur, affedince affedilir, ölünce sonsuz hayata erişir. Amin.
1885'te Rus yazar Tolstoy'un yazdığı kısa hikâyelerden oluşan kitabı. İçerisinde tam tamına 6 öykü bulunuyor. Hepsi de birbirinden güzel ve değerli. Benim en çok ilgimi çeken hikâye ise ilki oldu. Maddi anlamda zorluk çeken Semyon adlı bir ayakkabıcının post almak için gittiği bir köyde kilisiye sığınmış, çıplak ve soğuktan donmak üzere olan bir adama acıyıp, ona yardım edişini ve sonrasında da başına gelen çarpıcı olayları anlattığı, oldukça ders veren bir hikâye. Verdiği mesajlar, özellikle de 'Sevgi' ve 'Tanrı' kavramları üzerinde durması, bunları adeta birbirleriyle özdeştirmesi son derece güzeldi. Anlatımı da oldukça açık ve akıcıydı. Kuvvetle muhtemel elinize aldığınızda sıkılmadan, bir solukla bitireceğiniz bir hikâye diyebilirim. Şüphesiz herkesin okumasını düşündüğüm bir kitap. Tolstoy zaten başlı başına bir efsane. Ben okurken keyif aldım. Umarım siz de keyifle okur ve beğenirsiniz. Kitaplarla ve sevgiyle kalın.
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019193.5k okunma