Dinsiz İman ya da Kitapsız Tanrı
"Dinler kendilerini anlatabilmek için aşkın bir gücün asgari niteliklerine sahip bir tanrı anlayışına ve kavramına sahip olmak zorundadır. Ama aynı şeyi tersinden söylemek olası mıdır? Başka bir deyişle; Tanrı, tıpkı dinler gibi, kendisini anlatabilmek için, din sahibi olmaya veya mutlaka herhangi bir din kurmaya gereksinim duyar
Sayfa 15
Durduk. Durduğumuzu bilmeden durmaya kelime yetirmeden durduk. Duruşumuz kapsız defterlerde iki kelimeye konuk oldu. Durduk da o kelimelerin anlamını çözmek için etik kurallar çer. çevesinde kendimizi aradık. Ne ontolojik çözümlemeler bizi ağırlayabilirdi ne de epistemolojik çıkarımlar. Bizi yoğun bulutlar üzerine turnaları çağıran türküler ağırlayabilirdi.
Reklam
Ahmet Cevizci
Pratik bilimler, bilgiyi bizatihi kendisi için değil, eylem için bir kılavuz, bir araç olarak ister. Pratik felsefenin kapsamı içine giren disiplinler siyaset felsefesi ve etiktir. (…) iktisat, retorik ve strateji gibi bilimler, siyaset felsefesine tabi olan disiplinler olarak ortaya çıkar.
Sokrates, etik anlayışının pratik boyutunda, öncelikle insanları “ruhlarına özen göstermeye” çağırır; Atinalıların bu konuda gerekli özeni göstermediklerini, bunun için gerekli özbilinçten yoksun olduklarını ima eder. Başka bir deyişle, insanın gerçekte ne olduğuna dair açık bir kavrayış içinde bazı şeylerin diğerlerinden çok daha önemli olduğuna inanan Sokrates açısından, söz konusu önemli ve değerli şeyler, Atinalıların peşinden koştukları şeyler değildir. Bu açıdan bakıldığında, onun etiği ya da felsefesi, Atinalıları mevcut yaşam biçimleri ve varolan değerlerden uzaklaştırıp, yeni ve gerçek değerlerin cisimleştiği doğru bir hayat tarzına yöneltmeye çalışma yönünde bir teşebbüs olarak anlaşılabilir.
Nurbanu Sultan
Afife Nur-Banû Sultan Valide Sultanlığı döneminde İstanbul'un Üsküdar semtinde külliye, cami, medrese, tekke, sibyan mektebi, kervansaray, hamam, darülkurra ve darüşşifa'dan oluşan Nûrbanû Sultan Valide-î Atik Camii ve Külliyesi'ni Mimar Sinan'a yaptırdı. Bu eserin 1583 tarihinde tamamlanmasının hemen ardından 7 Aralık 1583 tarihinde oğlu III. Murat'ın saltanatı döneminde vefât etti. Ayasofya Camii'nde bulunan II. Selim Türbesi'ne defnedildi.
Bu böyledir, çünkü, yasama kurulunun üyelerini politik partiler seçmektedir. Her istedikleri pratik amaçlar uğruna seçmen topluluğunu yasama kurulundan ayıran kapitalistler bu partileri etek dolusu paralarla beslemekte, ya da başka yollardan etkileri altında tutmaktadırlar. Bu yüzden de halkın temsilcileri dar gelirlilerin çıkarını yeterince gözetememektedirler. Ayrıca, bugünkü koşullar altında kapitalistler, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak, başlıca haberleşme kaynaklarını (basın, radyo, eğitim ) denetlemektedirler. Bu bakımdan yurttaş için nesnel sonuçlara varmak ve politik haklarını akıllıca kullanmak son derece güç, çoğu hallerde de bütün bütün imkânsızdır
Reklam
499 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.